Başlamadan önce incelemek istediğim bir yumrunuz var. - Burada. | Open Subtitles | لديك مقطوع أود منك قد فحص قبل أن نبدأ عملنا. |
Mevcut polis faaliyetlerimizi de incelemek zorundayız ve artık bize hizmet etmeyen şeyleri bir kenara koymalıyız. | TED | علينا أيضًا فحص ممارسات ضبط النظام الحالية وعلينا وضع تلك الأمور جانبًا، تلك التي لم تعد تخدمنا. |
Ben ölümden sonra olacak herhangi bir şeyi incelemek için kabul ettim. | Open Subtitles | لقد وافقت على دراسة ماذا , إذا أي شيء يحصل بعد الموت |
Evet beyin dalgalarını incelemek için. Bu yüzden oraya baktım. | Open Subtitles | نعم لدراسة إدراكه الحسي لهذا السبب بحثت داخل ذلك المكان |
İnsan kültrünü incelemek için yapılan çok yoğun bir veri toplama analizi uygulaması. | TED | إنه تطبيق تحليل لمجموعة البيانات الهائلة الحجم لدراسة الثقافة البشرية. |
(Video) Sayın Başkan, Bay Mitchell, sizin nezdinizde, ekonomimizde neyin yanlış gittiğini incelemek, büyük bir zevk ve onur. | TED | السيد: رئيس الجلسة، السيد: ميتشل، لمن دواعي السرور والشرف العظيم أن أجلس امامكم لفحص المشاكل التي يمر بها اقتصادنا. |
Ve tek yapman gereken, hesapları incelemek, anlaşmaları yapmak, ve evrakları onaylamak. | Open Subtitles | وكل ما عليك فعله هو مراجعة الحسابات وكتابة الصفقات والموافقة على الأوراق |
Diğerleri detayları incelemek için büyütülmüş resimler. | Open Subtitles | كل الصور الباقيه تدعوا الى تفحص كل شئ بعنايه |
Bana verilen talimatlara göre Farpoint'i, o dünyada yaşayanların inşa ettiği üssü incelemek. | Open Subtitles | تعليماتى هى فحص فاربوينت محطة فضاء بنيت هناك بواسطة سكان هذا العالم |
O zaman 970'in Aschen dünyası olup olmadığının belirlemenin tek yolu diğer üçünü incelemek. | Open Subtitles | إذن فإن الطريقة الوحيدة لمعرفة ذلك الكوكب هى فحص الثلاثة الآخرى. |
Sayın Başkan, müsaadenizle ara vermek istiyoruz bu sırada da belgedeki imzaları incelemek için zamanımız olur. | Open Subtitles | فخامة الرئيس أطلب بكل تواضع التعليق بينما نستهلك وقتنا في فحص التواقيع على هذه الوثيقة |
Öyle ki, bir tek kadını incelemek suretiyle bütün bir ülkenin yapısını ve ideolojisini okuyabiliyordunuz. | TED | ذلك بطريقة ما ، من خلال دراسة امرأة، يمكنك قراءة تركيبة وفكر البلاد. |
Benim işim insanlarla iletişim kurabilecek robotları tasarlamak, yapılandırmak ve incelemek. | TED | يقوم عملي على تصميم و بناء و دراسة الروبوتات التي تتواصل مع الناس |
Gorilleri incelemek istiyorum, yaşamlarını filan. | Open Subtitles | أريد دراسة الغوريلات وحياتهم العائلية وما شابه |
Bay Fox, delilleri incelemek için daha fazla zamana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سيد فوكس .. نحن نحتاج الى المزيد من الوقت لدراسة الأدلة |
Yani buzulları ve buz tabakalarını incelemek için radar kullanıyorum. | TED | مما يعني أنني أستخدم الرادار لدراسة الأنهار والصفائح الجليدية. |
Yine de, hata modu analizlerini incelemek onun fikriydi. | Open Subtitles | نعم, لكن يظل إجراء تحليل نمط الفشل فكرته, اليس كذلك |
İkinci hedefimiz ise daha iddialıydı: Hastaları incelemek için gerekli maliyeti yüksek görüntüleme sistemlerinin kullanımını azaltmak. | TED | أما الهدف الثاني، فهو أكثر طموحاً، كنا نريد التقليل من استخدام تقنيات التصوير الطبي عالية الكلفة لفحص المرضى |
Sorun olmazsa güvenlik videolarınızı tekrar incelemek istiyoruz. | Open Subtitles | نود مراجعة تسجيل كاميرا المراقبة إذا كان لا بأس بذلك |
Her denetçi günde iki kuyuyu etraflıca incelemek zorunda, bu da yıl boyu haftanın altı günü demek. | Open Subtitles | المفتش الواحد يستطيع خلال يومٍ واحد تفحص بئران ,لمدة ستة أيام في الأسبوع طوال سنة كاملة. |
Ayrıca Er McAlpin'in cesedini de incelemek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أحبّ أيضا أن أفحص ماكالبين خاصّة الجسم. |
Pulsar yıldızlarını incelemek ve bahsettiğin aslan kafasını aramak için bir yıldız üssü yolladık. | Open Subtitles | لقد أرسلوا مركبة أم للتحقق من الترددات ويبحثون عن أسدك هذا |
Daha sonra kuşların boyunlarını sıkıyor ve kutsal bir mesaj bulma amacıyla iç organlarını incelemek için kesip açıyor. | TED | ثم تقوم بكسر رقبتي الحمامتين وتقوم بتشريحهم وفحص أحشائهم بحثاً عن رسائل إلهية |
Diğer kabileleri, kültürleri incelemek için uzun zaman harcıyorum. | Open Subtitles | قضيت الكثير من الوقت بدراسة القبائل الأخرى, و الثقافات الأخرى |
Evinizin durumunu incelemek ve yaşam standardınızı belirlemek için geldik. | Open Subtitles | قدمنا لتفحص حالة ملكيتك و تقييم أسس عيشك |
Bir laboratuarımın olmaması ne kötü. Onu incelemek isterdim. | Open Subtitles | من المؤسف أني لا أملك مختبراً، لأني أود أن أفحصه. |
Gördüğünüz üzere bir ya da iki tanesini içeriğini incelemek üzere açtık. | Open Subtitles | لقد فتحنا واحدة أو اثنين لكى, نفحص محتواها |
Yani onu kolayca incelemek için var olan zamanımız bu kadardı. | TED | لذلك كان هذا كل الوقت المتاح لنا لدراسته بسهولة. |