Arabadan inerken eteğinin havalanmasını izliyordun. | Open Subtitles | لقد رأيتك تنظر إلى تنورتها عندما ترتفع وهي تنزل من السيارة |
Mr. Roarke'u uçaktan inerken gördüğümüz zaman var ya... | Open Subtitles | تعلم لما تنزل من الطائرة وتشاهد السيد رورك |
Avocado ranzadan inerken kenara takıldığını söylemiş. | Open Subtitles | لكنه يقول أنه علق في الإطار و هو ينزل من فراشه نعم |
Sen arabadan inerken sadece bir anlığına görebildim. | Open Subtitles | لمحته سريعاً بينما كنتِ تنزلين من السيارة. |
Takım lideri, Yüzbaşı Johnson'ın aşağı inerken bağlantı halkası koptu. | Open Subtitles | الملازم أول جونسون،، قائد الفريق كان يهبط أسفل المنحدر عندما انقطعت وصلته |
İstediğim bu değildi. Seni merdivenlerden aşağı gelinlikle inerken görmek istiyordum. | Open Subtitles | هذا ليس ما أردته أريد أن أراكِ تمشين بفستان العروس |
Bak,limana vardığımızda gemiden inerken seni hiç kimse görmemeli. | Open Subtitles | أنظر، أنا لا أستطيع أن ..أدع أي أحد يراك وأنت تنزل من السفينة.. |
- Bu bok inerken kapıyı açık tut. | Open Subtitles | احرص على ابقاء الباب مفتوح عندما تنزل الى اسفل |
Sadece merdivenden inerken daha dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك فقط أن تكون حذراً أكثر عندما تنزل على الدرج هذا كل ما بالأمر |
Asansör kayıtlarında yukarı çıkarken görüntün var ama inerken yok. | Open Subtitles | لقد شاهدنك على فيديو المصعد تصعد لكن لم تنزل. |
Oraları hastalık yuvaları ve insanlar merdivenlerden inerken seni yuhluyor. | Open Subtitles | إنها بالوعة أمراض والناس يعلقوا عليك عندما تنزل الماء على السلالم |
Onu merdivenlerden inerken gördüm ve el salladım, tamam mı? | Open Subtitles | لقد رأيته ينزل من عند السلالم و انا لوحت له بيدي , أتفقنا؟ |
Bu sabah Gant'i trenden inerken gördüm. | Open Subtitles | رأيتُ (جـانت) ينزل من القطـار ذلك الصبـاح |
Onu uçaktan inerken gördüm. | Open Subtitles | رأيته ينزل من الطائرة |
Bir dakika önce, seni merdivenlerden inerken gördüm. | Open Subtitles | رأيتكِ منذ لحظة تنزلين الأدراج |
Çukura inerken sessiz ol. | Open Subtitles | أصمتِ طالما تنزلين هناك بالأسفل |
Jenny, yarın gece o merdivenlerden inerken o dakikalar yüzünden insanlar seni hayatın boyunca yargılayacak. | Open Subtitles | (جيني)، حينما تنزلين الدرجات غذا مساء، العالم الحاضر سيحكم عليك على أساس تلك اللحظة لبقية حياتكِ |
Uçurumdan inerken kırılan oydu. | Open Subtitles | وهذا ما أدى إلى تحطمها عندما كان يهبط من المنحدر |
Bu size mekiği inerken gösterecek. | Open Subtitles | ستشاهدان من هنا صورة للمكوك وهو يهبط |
Nötr renkler, sen çiçekler saçılmış koridora inerken arp çalıyor. | Open Subtitles | لوحة ظل العيون آلات الهارب تعزف بينما تمشين حتى نهاية الممر مع بتلات الورود |
Burada, öldüğü sene uçaktan inerken. | Open Subtitles | .هنا, و عندما نزلت من الطائرة في عام وفاتها |
Oh be! Ama inerken yakıp geçiyor. | Open Subtitles | أجل، لكنّه يشعرني بحرقة عند نزوله |
Az önce merdivenlerden inerken Marsilya'da bir barda olduğumu zannettim. Jennings? | Open Subtitles | عند نزولى للطابق السفلي أعتقدت أنى نُقلت إلى بار فى (مارسيليا) |
İki gaz ocağı, bir litre gazyağı, ...çıkarken ve inerken lazım olacak bir paket kibrit. | Open Subtitles | موقدين للطهو بالوقود, لتر من الوقود، حزمة من حبال الـ"ميتا"، و غيرها من الأشياء. |