Körün tekinin sürünerek bir iblisin inine girişi midir yoksa.... ...yoldan sapmış bu yüreğinin efkarını dindirme arzusu. | Open Subtitles | القلب العنيد يدعو اليأس كرجال عمي يزحفون في عرين التنين |
Çok cesursun, aslanın inine girdin. | Open Subtitles | انت تعرف . لديك الكثير من الشجاعة بأن تدخل إلى عرين الأسد |
Bu şeye gitmem için her şeyi yaparsın aslanın inine girmem gerekse bile yaparsın. | Open Subtitles | لكي أذهب معهم حتى لو دخلت إلى عرين الأسد توقفي يا ـ غلوريا ـ لن تتخلي عن هذا السلوك |
Bir vampirin inine içeri girmek problem değil. | Open Subtitles | الاختراق والدخول لعرين مصاصي الدماء ليس بمشكلة |
Sürükleyerek inine götürmüştür. | Open Subtitles | انه النمر , لابد أنه سحبه إلى عرينه , هذا كل ما فى الأمر |
Aslan'ın inine pek sık davet edilmiyorum. | Open Subtitles | ليس في أغلب الأحيان أصبح مدعواً إلى عرين الأسد |
Aslanın inine; köşe ofislere gidiyorum kibir işbirliği yapıyorum. | Open Subtitles | أدخل إلى عرين أسد من مكاتب . وغطرسة شركات |
Hayvanların inine girmeni istemek çok fazlaydı. | Open Subtitles | كان طلباً عظيماً، أن ألتمس منك دخول عرين الأسد |
Bu tam da şeytani lazer silahları yapan dahinin inine girerken görmeyi beklediğin tabela. | Open Subtitles | حسناً، هذا نوع اللافتة التي تتوقّع رؤيتها على عرين صانع مُسدّسات ليزريّة شرّير عبقري. |
Aslanın inine gidiyorduk yolumuz çok uzundu. | Open Subtitles | كان علينا أن ندخل إلى عرين الأسد ولكن الطريق كان طويلاً |
Shivaay, aslanın inine girdin...kurtulamazsın. | Open Subtitles | شيفاي انت الان في عرين الاسد لن تنجو اتهموك بثلاثة تهم |
Tamam, yol aslanın inine götür. | Open Subtitles | حسناً، أرشدني الطريق، أخذني إلى عرين الأسد. |
Ve bence direkt aslanın inine girelim. | Open Subtitles | وأنا أقول نحن نتجه مباشرة إلى عرين الأسد. |
Bense kana susamış dişi aslanların inine giriyorum. | Open Subtitles | أما أنا فسأعود إلى عرين اللبؤات وهن يسعين لإراقة الدماء. |
Mecbur kalmadıkça neden aslan inine giresin? | Open Subtitles | لماذا تذهب لعرين الأسد وأنت غير مضطر ؟ |
Aslanın inine girdi. | Open Subtitles | لقد تجرأت، ودخلت لعرين الأسد نفسه. |
Kaplanı inine girmeden yakalamanız imkansız. | Open Subtitles | من الصعب عليك ان تحصل على شبل النمر اذا لم تدخل عرينه |
Kaplanı yakalamak istiyorsan kaplanın inine girmen gerekir. | Open Subtitles | إن أردت الإمساك بالنمر، فعليك الدخول إلى عرينه. |
Sadece seni inine götürüp, altüst ettikten sonra yumurtalarını içine depolamak istemediğine emin misin? | Open Subtitles | هل أنتَ متأكد أن ما تريده منكَ ليس فقط أن تأخذكَ إلى عرينها وتعلّقك رأساً على عقب تم تودع فيك بويضاتها؟ |
Beni öldürüp bir hayvan inine cesedimi atar ve hiç görmediğinizi söyleyebilirdiniz. | Open Subtitles | يمكنك قتلي ووضع جسدي في جحر أي حيوان والقول أنك لم ترني أبدًا |
ve sonunda beyaz ejdarhanının inine Ahab'i izleyerek tırmandık ölüm mağaralarına doğru | Open Subtitles | وهكذا كنا وراء أيهاب صاعدين الى مخباء التنين الى كهف الموت |
Bir vampir avcısının üstlenebileceği en büyük mücadele bir vampirin inine gün ışığını getirmektir. | TED | أكبر تحدي يمكن أن يواجه صياد مصاصي الدماء، هو إدخال أشعة الشمس إلى وكر مصاصي الدماء. |
Kim canavarların inine girerse... bütün korkuları gerçeğe dönüşür. | Open Subtitles | حذروا من دخول قفير الوحش داخل مخاوفكم التي سوف تُحيا تانيهً |