Bayan Matilda, sanırım, arkadaşlığımızın istediğimizden çok daha uzun yıllara yayıldığı inkar edilemez. | Open Subtitles | آنسة ماتيلدا لا يمكن ,إنكار أن إرتباطنا تم إطالته لسنوات أكثر مما نرغب به |
Her şeyden önce eğlenceli biriyim. Bu inkar edilemez. | Open Subtitles | حسنا ، أولا أنا رجل مرح ، لا يمكن إنكار ذلك |
Ancak üretilebilecek çözümlerin başarısı inkâr edilemez. | TED | ولكن أنواع النتائج التي يمكن إنتاجها هي التي لا يمكن إنكارها. |
Bu inkâr edilemez. Hepimiz bunu yaşadık. | Open Subtitles | . إنها قوة لا يُمكن إنكارها كل شخص بهذه الحجرة شاهد أحداث |
Öğrendiğim bir şey varsa, o da inkar edilemez olduğu. | Open Subtitles | لو كنتُ قدْ تعلّمتُ شيئاً فهو إنّ الحب لا يمكن تجاهله |
Ama biz en sonunda, bize bunları sıradışı bir şekilde gösteren, bunları inkâr edilemez yapan global sistemi, interneti yarattık. | TED | ولكن في النهاية بنينا هذا النظام، هذا النظام العالمي، الإنترنت، الذي قدمهم إلينا بالفعل بطريقة رائعة، بشكل لا يمكن إنكاره. |
Ferrous Corporation adının çatışma öncesinde, böyle konulara bulaşmadığı inkar edilemez. | Open Subtitles | ليس هناك من ينكر أن شركة الأسمنت واصلوا تقدم الصراع حتى الأن |
Kimyasal analiz yaptım. - Sonuçlar inkâr edilemez. | Open Subtitles | أجريتُ تحليلاً، و النتائجُ غيرُ قابلةٍ للدحض. |
İhtiyar Gloria'nın inkar edilemez bir kaydı var baba. | Open Subtitles | ونفسه من أجلنا عندما تركت والدنا. غلوريا الكبيرة أصبح لديها رقم قياسي لا يمكن نكرانه يا أبي. |
Mahkeme izni istiyoruz çünkü muhtemel bazı sebeplere ya da bir tür bireysel şüphelere sahibiz çünkü biliyoruz ki birilerine ya da devlet otoritesine tüm haberleşmeleri gizlice ve kusursuzca emanet edilebileceğini çok fazla görüyoruz ve bu inkar edilemez. | TED | نحن نطالب بتسويات تقوم على سبب محتمل أو أي نوع من الإشتباه الفردي لأننا ندرك أن نوكل لأي شخص أو أي سلطة حكومية أمر مجمل الإتصالات الإنسانية في سرية ومن دون رقابة ببساطة هي فتنة عظيمة لايمكن تجاهلها. |
Durumunun zor olduğu inkar edilemez. | Open Subtitles | لا يمكن إنكار أنك تواجه أمراً صعباً |
Bu inkar edilemez. | Open Subtitles | لا يمكن إنكار ذلك |
Ori'ın büyüklüğü ve gücü inkar edilemez! | Open Subtitles | لا يمكن إنكار قوة وعظمة الـ((أوراي)) |
"Grausen olduğuna karar verdiğim yaratıkla karşılaşmamdan sonra inkâr edilemez bir gerçekle karşı karşıya kaldım." | Open Subtitles | "بعد مواجهتي لما أرك الآن كونه "جراوزن"، "لم تتبقَ لي سوى حقيقة واحدة لا يمكن إنكارها. |
"Grausen olduğuna karar verdiğim yaratıkla karşılaşmamdan sonra inkâr edilemez bir gerçekle karşı karşıya kaldım." | Open Subtitles | "بعد مواجهتي لما أرك الآن كونه "جراوزن"، "لم تتبقَ لي سوى حقيقة واحدة لا يمكن إنكارها. |
Kutsal veraset kanunu-- inkar edilemez ve geri çevrilemez. | Open Subtitles | القانون المقدس لا يمكن تجاهله او تغييره |
- Diyor ki, halkın hükümetle olan memnuniyetsizliği daha fazla inkar edilemez. | Open Subtitles | -إنه يقول ، أن استياء الشعب من سياسات الحكومة لا يمكن تجاهله بعد الآن. |
Aramızdaki inkâr edilemez kimyayı. | Open Subtitles | الإنجذاب المتبادل بيننا و الذى لا يمكن إنكاره |
Eğer doğruysa, inkar edilemez, evet | Open Subtitles | إذا كان صحيحا ليس هناك من ينكر |
- Sonuçlar inkâr edilemez. | Open Subtitles | و النتائج غير قابلةٍ للدحض. |
"Ama sonuçta prensesle oğlan arasındaki aşk inkar edilemez ve gerçek bir aşkmış. | Open Subtitles | و لكن فى النهاية ، فإن الحب بين الأميرة و الشاب" كان حقيقياً و لا يمكن نكرانه |
Bu mümkün ve inkar edilemez. | TED | لذلك فأن احتمالية حدوث هذا الأمر ممكنة و لا يمكن تجاهلها . |