Ama bunu insanların hayatlarını ve refahlarını geliştirmek için yapıyorum. | TED | وذلك في الغالب من أجل تحسين حياة الناس ورفاهية عيشهم. |
Bu işin en güzel yanı nedir biliyor musun, insanların hayatlarını öğrenmek. | Open Subtitles | متأكد، أنا أعمل. ذلك أفضل جزء الشغل، تعرف تعلم حول حياة الناس |
Nasıl oluyor da insanların hayatlarını cehenneme çeviren şerefsiz bir evlat sahibi oluyorlar? | Open Subtitles | يبدون طبيعيون ، كيف لهم بإبنة مجرمه؟ تدمر حياة الناس كيف يحدث هذا؟ |
Bu konuda sorumsuzca hareket edip insanların hayatlarını alt üst etmeyin. | Open Subtitles | اسمع، لا تدمر حيوات الناس بكل استهتار لأجل أمر كهذا |
Bazı seçimler yaptım Peder. İnsanların hayatlarını tehlikeye sokan kötü seçimler. | Open Subtitles | اتخذتُ خيارات يا أبتاه، خياراتٍ فظيعة مع أشخاصٍ حياتهم على المحك |
İnsanların hayatlarını, izleyerek, dinleyerek ve sonuç çıkartarak anlıyor. | Open Subtitles | يعرف ما يجري بحياة الناس بالمراقبة، الاستماع و الاستنتاج |
İnsanların hayatlarını gerçekten değiştirmek için Belediye başkanlarının politik konumlara sahip olduğuna gerçekten inanıyorum. | TED | أنا حقاً اعتقد ان العمد لهم موقع سياسي لتغيير حياة الناس بالفعل |
Bence başka insanların hayatlarını radikal olarak daha iyiye dönüştürebilecek bir pozisyondayım, öyle yapmalıyım. | TED | أعتقد أنني لو فى وضع يسمح لي بتغيير حياة الناس للأفضل بشكل جذرى, فيجب علي القيام بذلك. |
Sabun satmakla alakalı değil, sabun satarken insanların hayatlarını değiştirebileceğinizden emin olmakla ilgili. | TED | ليس الأمر مجرد بيع للصابون، بل التأكد انه بـالقيام بذلك يمكنك تغيير حياة الناس. |
Orada yaşayan insanların hayatlarını değiştirdiklerini biliyorum. Ama aynı zamanda New Yorklular'ın şehirlerine bakışlarını da değiştirdi. | TED | أنا أعلم أنها غيرت حياة الناس الذين يعيشون هناك، لكنها أيضا تغير الصورة الكاملة لسكان نيويورك من مدينتهم. |
Filmlerdeki insanların hayatlarını gerçekten değiştirebilecek insanlara gösteriyoruz. | TED | سنعرضها للذين يملكون القدرة على تغيير حياة الناس الموجودين في الفيلم. |
Fakat kendi dünyamızda bile, gelişmiş dünyada, durgun ekonomilerin geriliminin çevremizdeki insanların hayatlarını etkilediğini görüyoruz. | TED | ولكن حتى في عالمنا نحن، في الدول المتقدمة، نرى التوتر الحاصل في الاقتصادات الراكدة الذي يؤثر على حياة الناس من حولنا. |
Genler ve kromozomların ötesinde üzerinde çalıştığımız gerçek insanların hayatlarını gördüm. | TED | أصبحت أرى أبعد من الجينات والكروموسومات آخد بعين الاعتبار حياة الناس الذين تتم إجراء الدراسة عليهم. |
ve normal insanların hayatlarını tatmin olacakları hale getirmeye çalışmalı, aynı zamanda deha ve yüksek yetenek yetiştirmekle ilgilenmeli. | TED | و يكون مهتما بنفس القدر بجعل حياة الناس العادية راضية أن يهتم بالعبقرية و رعاية النوابغ. |
Biz de bu teknolojiyi markete sunmak ve insanların hayatlarını etkilemek amacıyla bir şirket oluşturduk. | TED | قمنا بتشكيل شركة ناشئة لتجلب هذه التقنية إلى السوق وتؤثر في حياة الناس. |
Toplumumuzdaki insanların hayatlarını değiştirmek için nasıl boy gösteriyoruz? | TED | ما الذي نُظهره من أفعال حتى نغير حياة الناس في مجتمعاتنا؟ |
Şimdi bunun insanların hayatlarını ne kadar değiştirebileceğini düşünün. | TED | الآن، فكروا بكيفية تأثير ذلك التغيير على حياة الناس. |
Yalvarırım size, basit bir olayı büyütüp insanların hayatlarını mahvetmeyin. | Open Subtitles | يا إلهي، أرجوك لا تنقب بهذا الأمر و تدمر حيوات الناس |
Çünkü bazen insanların hayatlarını kurtaran kararlar veriyorum. | Open Subtitles | لأنّه أحيانًا.. أتخذ قراراتٍ تنقذ حيوات الناس |
Bu insanların hayatlarını çekmeye devam etmem için bir başka hatırlatmaydı çünkü onların hayatları önemli ve bu benim onları çekmemi de önemli yapıyor. | TED | مرة أخرى، كان ذلك تذكير آخر بلماذا يجب علي أن أسجل قصص هؤلاء الناس لأن حياتهم مهمة، ومن المهم لي تسجيلها. |
Gitmeden önce, insanların hayatlarını son bir kez daha... kurcalamanın eğlenceli olacağını düşündüm. | Open Subtitles | اظن انه من المسلي العبث بحياة الناس لمرة أخيرة قبل الوداع |
İnsanların hayatlarını alıyorsun. Ruhlarını alıyorsun. | Open Subtitles | إنك تنهين حياة البشر إنك تمتصين أرواحهم |
Umarım bir gün hareketlerinin insanların hayatlarını nasıl mahvettiğini anlarsın. | Open Subtitles | آمل يوما ما أن تدركي كيف دمرت أفعالك حياة الآخرين |
İşimi insanların hayatlarını iyileştirmek ve işleri kolaylaştırmak için yapıyorum. Peki ya sen ne yapıyordun? | Open Subtitles | أفعل ما أفعله لتبسيط وتحسين حياة الأشخاص الآخرين، ما الذي تفعله أنت؟ |
Tüm o masum insanların hayatlarını riske atacak bir şeyler. | Open Subtitles | شيء سيضع حياة الكثير من الابرياء على المحك |