İstiyorsan intihardan bahset. Ama gülersem, korktuğum içindir. | Open Subtitles | لذا تحدثي عن الإنتحار كما تشائين، وإن ضحكت، فمن الخوف |
Ölüm sebebi havasız kalma ama kesinlikle intihardan ileri gelmemiş. | Open Subtitles | السبب بالتأكيد هو الإختناق لكن الطريقة بالتأكيد ليس الإنتحار |
Bizim aradığımız, bir intihardan sonraki beş gün içerisinde gerçekleşmiş olacak. | Open Subtitles | الحادثة التي نبحث عنها ستكون بعد 5 أيام من حادثة الانتحار |
Ciğerlerinin o haldeyken içmenin intihardan farkı yok. | Open Subtitles | بوجود الثقب في صدرك الشرب نوع من الانتحار |
Dolayısıyla bu şekilde yiyecek nakletme intihardan farksız olur. | Open Subtitles | لذا مد الطعام عبر السفينة يبدو انه انتحار |
Ardından birkaç dakika sonra, herkes intihardan söz ediyor yaptığı hazırlıkları anlatıyordu. | Open Subtitles | بعد هذه المحادثة بدقائق كان الجميع يتحدثون عن الأنتحار وكيفية التحضير له |
Polislerin endişelendikleri kadarıyla intihardan başka bir sonuç çıkarılamıyor. | Open Subtitles | بالرغم من اهتمام الشرطه لكن لا يوجد استنتاج اخر للامر غير كونه انتحارا |
Son zamanlarda herkes intihardan bahsediyor. | Open Subtitles | كان هناك العديد من النقاشات حول الإنتحار مؤخرا أيتبادر إلى ذهنك أيُ شخص ؟ |
Sonra insanlar bağımlılıktan, intihardan bahseder, bu gayet normal. | Open Subtitles | و الناس يتحدثون عن الإدمان, يتحدثون عن الإنتحار . الأمر يحدث. |
İntihardan daha mantıklı geliyor, değil mi? | Open Subtitles | حسناً , الأمر يبدو منطقياً أكثر عن الإنتحار , أليس كذلك ؟ |
İntihardan sonra, John ve Ellen Adam'ı hep uzak tuttular. | Open Subtitles | قبل الإنتحار "جون" و "إيلين" أبعدوا "آدم" خارج "روز ريد" بقدر الإمكان |
İntihardan daha kötü bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد ما هو أسوأ من الإنتحار |
- Evet, öyle diyorlar. - Bu planın intihardan farksız. Kardeşim, babamı öldürdü ve cinayeti üzerime yıktı. | Open Subtitles | خطتك هي الإنتحار بعينه- أخي قتل أبي و أنحي علي باللائمه- |
İntihardan bahsettiğin anda, bazı müdahalelerde bulunmak zorundayım. | Open Subtitles | إن كنت أخبرتني عن الانتحار فيجب أن أتخذ إجراءات معينة |
Geçen ziyaretinde geliş sebebinin intihardan bahsetmek olmadığını belirlemiştik. | Open Subtitles | لقد برهنّا في الزيارة الماضية على أنّه لم يكن لأجل الحديث عن الانتحار |
Hiçbir şey söylemiyorsun ki bu da özellikle intihardan bahsetmediği anlamına gelir ama bizimle konuşmak için dışarı çıktın demek ki seni endişelendiren bir şeyler söylemiş olmalı. | Open Subtitles | انت لا تقول اي شيء مما يعني انه لم يذكر الانتحار بشكل خاص لكنك خرجت لتتحدث معنا |
İntihardan önce dövüldü sanırım. | Open Subtitles | قبل أن يُقدِمَ على الانتحار قاموا بضربه، |
Baban seni ailece intihardan dışladığı için terk edilmiş hissetmeyi düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك تخيل الشعور بأنك منبوذ لأن أباك منعك من الانتحار مع العائلة ؟ |
Onu, toplu intihardan 2 gün sonra bulmuşsun. | Open Subtitles | أجريت لقاءً معها بعد حادثة انتحار جماعتها بيومين.. |
Sen intihardan bahsediyorsun ve onlar seni alkışlıyorlar. | Open Subtitles | أنت تتحدث عن انتحار وهم يصفقون |
Geçen gece, kustuktan ve intihardan vazgeçtikten sonra, farkına vardım ki bunu yapmamak yapmaktan daha çok korkutuyor beni. | Open Subtitles | هل تجدين هذا معقولاً بعد أن تقيأت ليلة البارحة وحاولت الأنتحار |
Eğer Madam Franklin'in ölümünün intihardan başka bir şey olduğu düşünülseydi, kuşku gölgesi kaçınılmaz olarak ya Franklin'in ya da Judith'in üzerine düşecekti. | Open Subtitles | لو كانوا ظنّوا ان وفاة السيدة فراكلين لم تكن انتحارا فستقع الشكوك ,لامحالة على أىٍ من فرانكلين او جوديث |
Dört yıl sonra, bir başka rejim eleştirmeni Boris Berezovsky sözde intihardan dolayı öldü. | Open Subtitles | وبعد أربع سنوات، (بوريس بيريزوفسكي) منتقد آخر صريح للنظام الحكومي وُجد منتحراً كما يُزعم |