| Arkadaşlar lütfen burada bir cinayetle ya da intiharla mı uğraştığımızı bilmediğimizi unutmayın. | Open Subtitles | يارفاق ارجوكم تذكروا أننا لا نعلم نتعامل مع مقتل أو انتحار هنا |
| Onun ibadet çiftliğine taşındım, diğer 45 üyesiyle birlikte toplu intiharla ölen, Kurtuluş Yıldızı Çocukları örgütünde. | Open Subtitles | انتقلت الي مزرعته الصلاتيه مع 45 عضو ل أولاد نجوم الخلاص الذين ماتوا في انتحار جماعي. |
| Bence sonu intiharla biten her plan muhtemelen biraz boktandır, evet. | Open Subtitles | أعتقد أن أي خطة التي تنتهي مع الانتحار ربما مبعثرة, نعم. |
| Katliamlar genelde intiharla sonlanır. | Open Subtitles | تنتهي جرائم القتل المتلاحقة بالإنتحار عادةً |
| Örneğin, araştırmalara göre, birine intiharla ilgili soru sormak intihar etme risklerini azaltır. | TED | مثلاً، الأبحاث وضحت أن السؤال عن التفكير في الإنتحار بالفعل قلل من مخاطر الإنتحار. |
| Genelde aileden biri olur ve hemen her zaman cinayet ve intiharla sonuçlanır. | Open Subtitles | هل تعتقدون بأنه تم إحتطافه ؟ عادة ما يكون أحد الوالدين و يكاد الأمر ينتهي دائماً بجريمة قتل و إنتحار |
| Kuzu şiş aşçısı birini bıçaklamış kaçacak yeri kalmayınca da intiharla tehdit etti. | Open Subtitles | "بأن ثمة طباخاً قد طعن شخصاً" "وفر إلى سطح المطعم وهدد بأنه سينتحر" |
| Bulgular intiharla uyuşuyor. | Open Subtitles | هذا الإكتشاف يتعارض و عملية انتحار |
| Günahlarla, intiharla. | Open Subtitles | ذنب بعد ذنب , انتحار بعد انتحار |
| Thomas Harber'ın canlı yayında ani bir intiharla son bulan, Keşif sonrası ilk ve tek röportajının üzerinden bir buçuk yıl geçtiğine inanmak güç. | Open Subtitles | من الصعب تصديق أنه مرت سنة و نصف السنة منذ المقابلة الأولى و الوحيدة للـ د.هاربر بعد الاكتشاف والتني انتهت فجأة بعملية انتحار على الهواء |
| Suzanne Somers kahvaltı yapmamanın intiharla eş değer olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | سوزان سامرز) تقول أن عدم أكل الإفطار يعتبر انتحار) |
| - Oraya gitmek intiharla aynı şey. | Open Subtitles | الذهاب الى هناك انتحار |
| Adil yargılama yalnızca intiharla ilgili kanıtları dinlemeyi talep etmez... | Open Subtitles | والعدل يقول أن هيئة المحلفين لا تستمع فقط للأدلة على الانتحار |
| Bilmiyorum dedim onlar da bana intiharla ve depresyonla ilgili okuyacak kağıtlar verdiler. | Open Subtitles | وقلت لهم لا أعلم ومن ثم أعطوني أوراقاً لأقرأها عن الانتحار والإكتئاب |
| Evet, peki "Üzgünüz" intiharla ilgili değilse ne anlama geliyor? | Open Subtitles | " نعم، اذا ما معنى " نحن اسفون لو لم تكن مكتوبة لأجل الانتحار ؟ |
| Seni affetmesi için onu intiharla tehdit etmen gibi mi? | Open Subtitles | أتعني بالتهديد بالإنتحار مالم ترجع إليك؟ |
| Seni affetmesi için onu intiharla tehdit etmen gibi mi? | Open Subtitles | أتعني بالتهديد بالإنتحار مالم ترجع إليك؟ |
| Kuzu şiş aşçısı birini bıçaklamış kaçacak yeri kalmayınca da intiharla tehdit etti. | Open Subtitles | احد طهاه اللحم قام بطعن شخصاً لم يستطع الهروب فقام بتهديد بالإنتحار |
| Ama telefonda, intiharla çelişen bir şey olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لكنّكِ قلتِ على الهاتف أنّ هناك شيء لا يتفق مع الإنتحار. |
| Kanıtla. Bana yardımlı intiharla ilgili bir örf ve adet davasından alıntı yap. | Open Subtitles | أثبت ذلك، إقتبس لي بنداً واحد من القانون العام يخص قضايا المساعدة على الإنتحار |
| Çoğu kanserle, intiharla, kalp rahatsızlıklarıyla ilgili sohbet odaları. | Open Subtitles | معضمها هي غرف محادثة للحديث عن السرطان، الإنتحار وامراض القلب |
| Charlie'nin ölüm sebebi, şunu bulana kadar intiharla tutarlıydı. | Open Subtitles | سبب الوفاة على " تشارلي " في الأصل يعتقد أنه إنتحار حتى لاحظنا هذا |
| Sekiz aylık sevgilim intiharla ilgili şakalar yapsa... | Open Subtitles | فقط لو كان لدي حبيب لثمانية اشهر يمزح بخصوص أنه سينتحر |
| İntiharla sonuçlanması gerekmezdi. | Open Subtitles | لم يكن ينبغى ان تنتهى بالانتحار. |