Barutun tarifi nihayetinde İpek Yolu boyunca batıya, İslam Dünyası'na taşınıyor. | Open Subtitles | انتقلت وصفة البارود في النهاية غرباً عبر طريق الحرير للعالم الإسلامي. |
İpek Yolu'nu kurarken neden esinlendin? İpek Yolu'nu ben kurmadım. | Open Subtitles | أنا لم أبدأ طريق الحرير سلفي هو من فعل ذلك |
13. ve 14. yüzyıllarda, Avrupalı misyonerler doğuya gittiler, yeniden canlandırılan İpek Yolu'ndan geçtiler. | TED | في القرنين الثالث عشر والرابع عشر اتّجه المستكشفون الأوروبيّون نحو الشرق، عبر طريق الحرير الجديد. |
33'ü İpek Yolu ile Çin, Güney Asya ve | TED | وقد ذهبت ال33 حجر الثانية الى الصين عبر طريق الحرير والى جنوب اسيا وجنوب شرقها |
Bitcoin İpek Yolu için ideal para birimiydi çünkü anonimlik sağlıyor ve bankaların ve devletin kontrolü dışında işliyor. | Open Subtitles | بيتكوين كانت عملة مثالية لطريق الحرير لأنها تسمح بعدم الكشف عن الهويه ولأنها خارج سيطرة البنوك والحكومات |
O günlerin İpek Yolu tacirleri kadınlarımızınn güzelliğini görebilmek için, yollarını değiştirirlerdi. | Open Subtitles | وكان تجار طريق الحرير يسلكون طرقاً ملتوية طويلة لأيام فقط ليتمتعوا بمشاهدة جمال نسائنا |
Ayrıca Çin'in Deniz İpek Yolu olarak da bilinir | Open Subtitles | المعروفة أيضا باسم طريق الحرير البحري الصيني |
Siz, İpek Yolu'ndaki beyaz şeytanlar Han'ın lütfu için yalvarırsınız. | Open Subtitles | بأمر من الأوروبي ..أنتم أيها الشياطين البيض ..على طريق الحرير تذلل للخان |
2011'in yaz aylarında karanlık internette İpek Yolu'na ait bir reklam belirdi. | Open Subtitles | في صيف عام 2011 ظهر إعلان عن طريق الحرير على شبكة الانترنت المظلم |
İpek Yolu her türden malın bulunduğu bir yeraltı borsasıydı ancak çoğunlukla uyuşturucular için kullanılıyordu. | Open Subtitles | وكان طريق الحرير يمثل وسيط تبادل تحت الأرض لأي نوع من السلع ولكن في الغالب كانت تستخدم للمخدرات |
İnternet üzerinde her zaman uyuşturucu pazarları var olmuştu ama hiçbiri İpek Yolu'ndaki ölçek, kapsam ve kolaylığa sahip değildi. | Open Subtitles | لقد كانت هناك دائما أسواق للمخدرات على الانترنت ولكن لا شيء يماثل حجم وتطور وسهولة الاستخدام التي يتمتع بها طريق الحرير |
İpek Yolu'nun başarısı büyük ölçüde Tor ve Bitcoin'in yenilikçi birleşiminden kaynaklanıyordu. | Open Subtitles | كان نجاح طريق الحرير إلى حد كبير نتيجة لمزيج مبتكر من تور وبيتكوين |
O makale İpek Yolu'nu yazıya döktüğü kadar bir bakıma İpek Yolu'nu yaratmış da oldu. | Open Subtitles | أعتقد بطريقة ما، أن تلك القصة، بقدر ما وثقت طريق الحرير فإنها خلقت طريق الحرير، أيضا. |
O noktadan itibaren ilk fırsatı kaçırdığımı hissettim ve İpek Yolu'na dair bir sonraki etkili yazıyı ben yazmak istedim. | Open Subtitles | لذلك من هذه النقطة وصاعدا شعرت وكأني كنت قد غبت عن القصة وكنت أرغب في القصة الكبيرة القادمة عن طريق الحرير |
İpek Yolu'na kıyasla pazarlama konusunda çok daha girişkendi. | Open Subtitles | لقد كانوا حقا أكثر عدوانية بكثير في التسويق من طريق الحرير |
"İpek Yolu'nun aslen neyi temsil ettiğini anlatman için aracı olabilirim." dedim. | Open Subtitles | أنني يمكن أن أكون كالوعاء بالنسبة لك لتتحدث عما يمثل طريق الحرير حقا |
İpek Yolu'nda satılan hiçbir şey bunların kapsamına girmez. | Open Subtitles | لا توجد مادة على طريق الحرير تقع تحت حكم تلك المبادئ الأساسية |
İpek Yolu'nu gelecekte neler bekliyor? İpek Yolu özünde devletin yasal düzenlemelerinden kaçınmak için bir araç. | Open Subtitles | في جوهره، طريق الحرير هو وسيلة للالتفاف على نظام الدولة |
İpek Yolu kullanıcılarında büyük ölçüde bir artış meydana getirdi. | Open Subtitles | أعتقد أنها ربما أدت إلي زيادة متصاعدة في عدد المستخدمين لطريق الحرير |
Antik tüccarların çöller içinde açtığı güzergâhlarla da meşhur İpek Yolu ortaya çıkmış oldu. | Open Subtitles | والتجار القدماء سلكوا طرق الصحراء أصبح الطريق الحريري الإسطوري. |
Ekim ayında suç duyuruları ilk kez ortaya çıktığında Korkunç Korsan Roberts ve İpek Yolu destekçileri öylece dağıldı. | Open Subtitles | أعتقد أن أنصار القرصان الرهيب روبرتس وطريق الحرير فقط تبعثروا لأن فجأة هذا الشيء الذي بدا وكأنه مجتمع مثالي |
İpek Yolu'nu esasen Gawker'dan Adrian Chen'in yazısıyla fark ettim. | Open Subtitles | أنا حقا أصبحت على علم بطريق الحرير Gawker عندما قام أدريان تشن بموقع بانشاء البروفايل الخاص به |