Şimdi size tavsiye etmek istediğim şu: bu örnekteki umut, İslam dünyasında, gerçek bir dönüm noktasındayız. | TED | الآن ما أريد إقتراحه لكم هو أن سبب التفاؤل في هذه الحالة أننا على حافة التحوّل الحقيقي في العالم الإسلامي. |
İslam dünyasında bilimin altın çağı yaşanıyordu. | Open Subtitles | كان العصر الذهبي للعلم في العالم الإسلامي |
Ortaçağ İslam dünyasında böyle bir fikrin vücut bulduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ مثل هذه الفكرة تشكّلت في العالم الإسلامي في القرون الوسطى إنها الفكرة التي لا يُعتبر معها كلّ شيء |
Ortaçağ İslam dünyasında meydana gelen bilimsel rönesansın hikâyesi benim için kişiseldir. | Open Subtitles | بالنسبة لي، قصّة النهضة العلمية التي حدثت في العالم الإسلامي في القرون الوسطى هي شخصيّة |
O zamana kadar sabun üretimi İslam dünyasında neredeyse sanayileşmişti. | Open Subtitles | بحلول ذلك الوقت، صُنع الصابون في العالم الإسلامي كان قد أصبح صناعة متكاملة |
Bugünün İslam dünyasında bile yaşlı bir kadının genç bir erkekle evlenmesi yadırganmaktadır. | Open Subtitles | حتى اليوم في العالم الإسلامي من غير العادي لسيده اكبر سناً الزواج من رجل أصغر منها |
Bu görüşe açısında olan insanlara göre (ve bu görüşe sahip olanlar, islam dünyasında çok kalabalık bir kitledir) ki bu insanlar, Bin Ladin in uygulamalarını kabullenmezler fakat, İslamın bir çozüm olduğunu kabul ederler. | TED | في محيط هؤلاء الناس أصحاب هذه النظرة، وهم عدد ضخم من الناس في العالم الإسلامي الذين يختلفون مع بن لادن وما فعله، لكنهم يتفقون على أن الإسلام هو الحل. |
Ortaçağ İslam dünyasında uygulamalı kimyaya önemli bir örnek sabun üretimidir. | Open Subtitles | مثال عظيم للكيمياء التطبيقية في العالم الإسلامي القديم هو صناعة الصابون هذه المادّة... |
İslam dünyasında bilimin altın çağı yaşanıyordu. | Open Subtitles | في العالم الإسلامي |
Hatta şu an Suriye, Amerikan kuvvetlerinin İslam dünyasında gasp ettiği, işgal ettiği veya bombaladığı 14. ülke oldu. | Open Subtitles | في واقع الأمر، (سوريا) هي الآن الدولة الرابعة عشر في العالم الإسلامي |