ويكيبيديا

    "ispat" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إثبات
        
    • تثبت
        
    • أثبت
        
    • يثبت
        
    • اثبات
        
    • نثبت
        
    • لإثبات
        
    • اثبت
        
    • أثبتت
        
    • برهان
        
    • البرهان
        
    • إثباته
        
    • ثبت
        
    • سأثبت
        
    • سيثبت
        
    Bizi kontrol etmeye ve yönlendirmeye çalışan gizli efendilerimizin olmadığını ispat edemezsiniz. Open Subtitles لا يمكنك إثبات أنه لا يوجد اسياد سريين تحاول السيطرة والتلاعب بنا.
    diyor. Yeni bir teknoloji ile karşılaştığında, dur, zararsız olduğu ispat edilene kadar. TED حين تقابل تكنولوجيا جديدة، توقف، حتى يتم إثبات أنه ليس هناك ضرر.
    Dünya'da gerçek bir kahraman olduğunu ispat edersen... tanrılığını geri kazanabilirsin. Open Subtitles هرقل تستطيع أن تثبت أنك البطل الحقيقي على الأرض ألوهيتك سترجع
    "Neden ona ispat etmem gerekiyor?" Bilirsiniz, kameram vardı ve kendimi fotoğrafçılıkta bir fark yaratacağıma inandırmam gerektiğini biliyordum. TED كان لدي آلة تصوير، وكنت أعرف أني أريد أن أثبت لنفسي أنني أستطيع أن أصنع فرقًا في التصوير.
    Evet bayanlar baylar, zamanla kendini ispat etmiş bestecilerin yüzyıllardır kullandığı gerçekten de o notanın varlığını ispat eden bir sistem var. TED حسنا سيداتي وسادتي, هناك نظام عريق، والذي كان يستخدمه الملحنون لمئات السنين والذي يثبت بأن تي كانت موجودة حقا في السلم الموسيقي
    Hadi onlara kulak verelim böylece her yerde işe yaradığını ispat edebilsinler. TED دعونا نعطيهم الاهتمام حتى يتمكنوا من اثبات انها تنجح في كل مكان.
    Bu damarsal yapıdaki organı tekrar alırız ve kan damarı yapısının kaybolmadığını ispat edebiliriz. TED ثم نأخذ هذا التكوين ذو الاوعية الدموية فنستطيع ان نثبت انه بامكاننا الإحتفاظ بالتغذية الوعائية
    Tek yapmanız gereken, herhangi bir paranormal, okkült, doğaüstü yeteneğinizi uygun gözlem şartları çerçevesinde ispat etmek. TED كل ما عليك القيام به هو إثبات أي شيء غامض خارق، او حدث خارق أو من أي نوع تحت ظروف الرصد السليم.
    Suç ortaklarını kendinin öldürdüğü apaçık ortada... ama onu şimdi tutuklarsak... bunu ispat edemeyiz. Open Subtitles .. من الواضح أنه قتل شركائه في عملية الإختطاف .. لكن لو قبضنا عليه الآن لا يمكننا إثبات ذلك
    Cinayet ile uzaktan yakından ilgisi yok ve sanırım bunu ispat edebilir. Open Subtitles لم يكن قريبا من موقع الجريمة وبإمكاني إثبات ذلك
    FBI laboratuvarıyla şimdi konuştum. Colbert'ın seraya gittiğini ispat edebiliriz Endicott örtbas etmeye çalışıyor. Open Subtitles لقد تحدثت قبل قليل مع المختبر الفيدرالي بإمكاننا إثبات تواجد كولبيرت في المشتل
    Ya da benim anlattıklarıma kulak vererek bunu siz ispat edebilirsiniz. Open Subtitles او انه يمكنك ان تثبت العكس بالموافقة على ان تسمع قضيتي
    Express ise Bakanın arabasını geçen yıl 2 bin kilometre kullandığını ispat edebilir. Open Subtitles اكسبرس تستطيع ان تثبت ان الوزير قاد سيارته مسافة 2000 كم الصيف الماضي
    Ve bu nedenle, tarihin de ispat ettiği gibi, aşk ölümsüzdür. Open Subtitles ، وبالتالي كما أثبت التاريخ ، الحب الأبدي
    Düşmanlarımın deli gibi tuvalete koşturmaları erkekliğimi ispat edecektir. Open Subtitles يجب أن أثبت ذلك في أعدائي بجعلهم يتبولون من شدة الخوف
    Şüpheli kişilerle takılmıyorum. Aksini kimse ispat edemez. Open Subtitles انا لم أعد مصدر شبهة ولا يستطيع احد ان يثبت غير ذلك
    Bornozlu hatunlarla etrafta fingirdeşmediğini de ispat eder. Open Subtitles يثبت ذلك لك أن لا تتسكع مع سيدات يرتدين أرواب
    Eğer bir şey ispat edeceksek, Tech Con'a gitmek zorundayız. Open Subtitles إذا كنا نريد اثبات شئ فعلينا الذهاب لشركة تيك كون
    Yaptığını ispat edemeyiz. Artık sana vurduğunu bile ispat edemeyiz. Open Subtitles لا يسعنا أن نثبت فعلته، لا يسعنا حتى أن نثبت أنه لمسك.
    Şimdi söyle, her halde tekrar ispat etmemi istemezsin, değil mi ? Open Subtitles أخبرنى أنك لن تضطرنى لإثبات هذا لك ثانية ، أليس كذلك ؟
    Salt Lake'te olanlari yapmadigin ispat etmeye calistim. TED حاولت ان اثبت انه لم يفعل هذا الشيء في سولت لايك.
    Bu liderler Budrus gibi yerlerde pasif gücün işe yaradığını ispat ettiler. TED وقد أثبتت هذه القيادات أن اللاعنف ينجح في أماكن مثل بدرس.
    İspata benziyor. Bir ispat. Çok uzun bir ispat. Open Subtitles يبدو كبرهان، أعني إنه برهان برهان طويل جداً
    Al kaybetmedi. Onu aldattılar. Bunu ispat etmeliyiz. Open Subtitles اتعرض على تزوير و هلأ عنا البرهان على هل الشي
    Savcı tecavüzü ispat etmenin zorluğundan bahsetti. Open Subtitles قال المدعي شيء عن كونها من الصعب إثباته.
    Ama onun Bay Vole'la yaptığı evliliğin sahte olduğu ispat edilmiş durumda. Open Subtitles و لكن ثبت أن زواجها من مستر فول كان مزيجا من الاٍحتيالية و الضرر
    Bunu sana ispat edeceğim, sonra da sen bana yardım edeceksin. Open Subtitles استطيع اثبات الامر لك سأثبت لك الامر و بعدها سأحتاج لمساعدتك
    Beni öldürürsen, içeri atılırsın ama sistemin çalıştığını ispat eder. Open Subtitles و إذا قتلتني فأنت هالك لكنّه سيثبت أن النظام يعمل المتنبؤون كانوا على حق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد