Bir kaç gün içinde orayı ziyaret edip metro istasyonunun vestiyerine ufak bir paket bırakman iyi olur. | Open Subtitles | اعتقد انك يجب ان تقوم بزيارة الى هناك فى خلال يومين وان تترك حزمة صغيرة فى غرفة المعاطف لمحطة الأنفاق |
Size küçük bir TV İstasyonunun nasıl tek başına koca bir toplumun ahlaki yapısını rahatsız edip çökertebileceğini göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن اريكم كيف لمحطة تلفزيونية صغيرة تستطيع أن تعطل وتدمر |
Bayan Duvall'ın cesedi bu sabah erken saatlerde spor yapan biri tarafından Güney Gansett'deki tren istasyonunun kullanılmayan bu boş alanında bulundu. | Open Subtitles | جثه السيده دوفال الكتشفت صباح اليوم من قبل عداء في هذه المنطقه النائيه في محيط هذه المحطه على الطريق السريع |
Anneni benzin istasyonunun arkasında boşaltım yaparken yakaladık. | Open Subtitles | لقد أمسكنا أمك وهي تظهر نفسها خلف محطه البنزين |
South Water Caddesi'ndeki benzin istasyonunun yer tabelalarıyla başlayacağız. | Open Subtitles | سنبدأ بـ معالجة علامات محطّة الغاز على شارع واتر الشماليّ |
Bu, röle istasyonunun güvenlik kamerası görüntülerinden. | Open Subtitles | هذا الفيديو التقطته الكاميرا الأمنية الخاصة بمحطة الإتصالات. |
Bir çocuk onu benzin istasyonunun on mil doğusundaki arazide bulmuş. | Open Subtitles | وجد بعض الطفل هذا في الصحراء عشر أميال شرق محطة البنزين. |
Ama robogamileri nasıl kontrol edebilecekler, mesela uzay istasyonunun dışında? | TED | ولكن كيف ستكون قادرة على التحكم في الروبوغاميات، على سبيل المثال، خارج المحطة الفضائية؟ |
Bu görüntüyü benzin istasyonunun yanındaki kameradan aldık. | Open Subtitles | سحبت هذه الصورة من كاميرا مراقبة لمحطة وقود بالقرب من هنا |
Tren istasyonunun yanındaki eczaneden aldım. | Open Subtitles | وجدته في الصيدلية المجاورة لمحطة القطار |
Bothan'lı casusların bize ulaştırdığı bilgiler, imparatorun yeni istasyonunun tam yerini öğrenmemizi sağladı. | Open Subtitles | المعلومات التي إستلمناها من جواسيس "بوثان" والتي زورتنا بالموقع المحدد... لمحطة المعركة الجديدة للإمبر اطور. |
Homer bu çalışma istasyonunun birebir kopyası. | Open Subtitles | (هومر) هذه نسخة مطابقة لمحطة عملك |
Penn istasyonunun yanında hangi bina vardır? | Open Subtitles | ما المبنى المجاور لمحطة (بين)؟ |
Benzin istasyonunun sahibiyle bir buluşma ayarladım... Mary Ann Farmer. | Open Subtitles | لقد رتبت لقاء مع مالكة المحطه ماري آن فارمر)) |
Benzin istasyonunun sahibiyle bir buluşma ayarladım... Mary Ann Farmer. | Open Subtitles | لقد رتبت لقاء مع مالكة المحطه ماري آن فارمر)) |
Senin çirkin kıçını bir benzin istasyonunun tuvaletinde elime almak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان على ان اقوم بتوليدك بنفسى فى حمام محطه غاز |
Tren istasyonunun güvenlik kameraları için arama izni çıkaracağım. | Open Subtitles | سأحضر مذكرات تفتيش لكاميرات محطه القطار |
Gemi, şu an uzay istasyonunun veri merkezine doğrudan bağlı. | Open Subtitles | بحث. هذه السّفينة متّصلة شبكيًا بمركز بيانات محطّة الفضاء. |
Carlson, itfaiye istasyonunun boş olduğundan emin olursan iyi edersin. | Open Subtitles | (كارلسون)، يجدر أن تكون موقنًا بأنّ محطّة الإطفاء تلك خالية. |
Tren istasyonunun nesi varmış? | Open Subtitles | ما خطب محطّة القطار ؟ |
Sana bunları benzin istasyonunun erkekler tuvaletinde mi gösterdi? | Open Subtitles | جعلك ترى كل هذا بحمام الرجال بمحطة الوقود؟ صحيح؟ |
Benzin istasyonunun gözetim kamerası var mı? | Open Subtitles | هل بمحطة الوقود هذه كاميرا مراقبة؟ |
Eski bir benzin istasyonunun yanında küçük bir aile işletmesi menü tamamen japonca. | Open Subtitles | مكان رطب وصغير الذي يعمل بجانب محطة بنزين قديمة قائمة الطعام كلها باليابانية |
En sevdiğim şeylerden biri sessizce kayıp gitmekti, gece boyunca ilerleyen uzay istasyonunun dört bir yanında. | TED | من أحب الأشياء إليَ كان التنقل في المحطة الفضائية، التي كانت تهمهم الليل بطوله. |