Cesaretini asla yitirmiyor, istediği şeyin peşinden gidiyor ve yılmak nedir bilmiyor. | Open Subtitles | إنه لا يفقد الثقة، ويطارد ما يريده ولا يعرف معنى التوقف |
Tek istediği şeyin, gemisini yeniden inşa etmek olduğunu onlara anlattım. | Open Subtitles | و قد أوضحت أن كل ما يريده إعادة بناء مركبته |
Babamın istediği şeyin, bir hayat kadınıyla takılmak olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ... اسمعي , لا أعلم فحسب أن إقامة علاقة مع مومس هو ما يريده أبي |
Onun gerçekten istediği şeyin seninle bir alakası yok. | Open Subtitles | ما يريده، ما يريده بالفعل... لا علاقة له بك أنت |
Beyninizin istediği şeyin, sizin istediğiniz şeyle uyuşmaması çok yorucu oluyor. | Open Subtitles | حينما يريد عقلك شيئاً و أنت تريدفيالحقيقةشيئاًآخرلايتطابق معمايريده العقل, هذا مرهق |
Ben olsam sevgili Bay 'B'nin istediği şeyin kusursuzluk olduğunu tahmin ederdim. | Open Subtitles | سأجازف وأخمن أن العزيز السيد "ب" يعلم بالضبط ما يريده. |
Beyninizin istediği şeyin, sizin istediğiniz şeyle uyuşmaması çok yorucu oluyor. | Open Subtitles | حينما يريد عقلك شيئاً و أنت تريدفيالحقيقةشيئاًآخرلايتطابق معمايريده العقل, هذا مرهق |