Körfez Savaşı Sendromu gibi bir hata yapmak istemediler. İyi. | Open Subtitles | لم يريدوا فعل نفس الخطإ المرتكب مع فيروس حرب الخليج |
Annen onlara bir şeyler öğretebileceğini düşündü ama öğrenmek istemediler. | Open Subtitles | لقد فكرت امك بأن تعلمهم شيئاً لكن لم يريدوا التعلم |
Onlara o kadar çok sorun yarattım ki daha fazla istemediler. | Open Subtitles | لقد سببت لهم الكثير من . المشاكل ، فلم يرغبوا بالمزيد |
Merak etmelisiniz: Kadın vücutları hakkında kafaları bu denli karışıksa neden gidip kadınlardan birazcık yardım istemediler? | TED | وما يثير الدهشة: إذا كانوا حائرين لتلك الدرجة في ما يخصّ الجسم الأنثوي، فلماذا لم يطلبوا مساعدة النساء أنفسهن؟ |
Hiç kimse kulenin yıkılmasını istemiyordu, ama aynı zamanda görkemli binanın en meşhur özelliğini kaybetmek istemediler | TED | لم يُرِد أحد للبرج أن ينهار، ولكنهم أيضًا لم يريدوا خسارة أشهر طلّة على الإطلاق لمَعلَم تاريخي. |
Doktorlarım uzlaşma istemediler. Mahkemede bitmesini istiyorlar. | Open Subtitles | أطبائى لم يريدوا التسوية فلقد أرادوا تسوية الأمر فى المحكمة |
Onlar beni istemediler, ama ben harika vakit geçirdim. | Open Subtitles | إنهم لم يريدوا تواجدي ولكنني إستمتعت بوقتي |
Hayır. Aslında istemediler. Öğretmen olmak benim istediğim bir şeydi. | Open Subtitles | لا,هم لم يريدوا هذا ولكن هذا شئ أنا أردته |
Biz o yüzden ikiziz. İkinci kez yapmak istemediler. | Open Subtitles | . هذا بسبب اننا قد اتينا توائم . لذا فلم يريدوا أن يفعلوها مرتين |
Biz o yüzden ikiziz. İkinci kez yapmak istemediler. | Open Subtitles | . هذا بسبب اننا قد اتينا توائم . لذا فلم يريدوا أن يفعلوها مرتين |
Birlikte olduğum erkeler beni asla tanımak istemediler. | Open Subtitles | كل الرجال الذين رافقتهم لم يرغبوا في التعرف علي |
Ve iyi vakit geçiren tüm misafirler gibi, geri dönmek istemediler. | Open Subtitles | ومثل أي ضيوف يستمتعون بوقتهم لم يرغبوا بالرحيل |
Bana telefonda söylemek istemediler, ama onları zorladım. | Open Subtitles | لم يرغبوا في إبلاغي عبر الهاتف، لكنّي أجبرتهم على ذلك |
Para da istemediler. | Open Subtitles | ما قالوه كان الحقيقة,أليس كذلك؟ و لم يطلبوا مال |
Gizli bir görüşme olduğu için çok fazla kişi istemediler. | Open Subtitles | بما أن الجلسة سرية فلم يطلبوا المزيد من الحرس |
çocuklarına izin vermeyen aileler var. Ailenin diğer kısmı, kendileri bizzat katılmadılar çünkü öne çıkardığım bu geçmişle ilişkilendirilmek istemediler ama giysilerini verdiler. | TED | قسم آخر من العائلة قدموا ملابسهم عوضاً عن حضورهم، لأنهم لا يريدون أن يكونوا معروفين بالماضي الذي كنت أسلط الضوء عليه. |
Oğullarının değersiz üvey bir kızla ilişkisi olduğunu kabul etmek istemediler. | Open Subtitles | لم يكونا يريدان الإعتراف بأن ابنهم كان على علاقة بفتاة حقيرة متبناة |
Beni okul birliğinde istemediler. Aptalın tekiyim. | Open Subtitles | إنهم لم يكن يريدونني في الأخوية لقد كنت شديد الغباء |
Aslında... onları bıraktık ama gitmek istemediler. | Open Subtitles | نعلم ذلك لأننا أطلقنا سراحهم لكنهم رفضوا الذهاب |
Sırf para için yapmanı istemediler galiba. | Open Subtitles | ربما يريدونك ان تقوم بذلك للأسباب الصحيحية. |
Beni attılar, Danny. Beni orada istemediler. | Open Subtitles | لقد ألقوني خارجاً يا داني لم يريدوني هناك |
Sonunda paraları olmadığını söyleyerek hesabı ödemek istemediler. | Open Subtitles | و في النهاية لم يرغبا بالدفع مدّعيان عدم امتلاكهما للمال |
Bu işin içerden yapıldığını gösteriyor ve hırsızlar bunun anlaşılmasını istemediler, | Open Subtitles | يعني ان العمل كان داخلي وهم لايريدون ان نعرف انه داخلي |
Patenti hâlâ beklemede, muhtemelen bu yüzden bize ne olduğunu söylemek istemediler. | Open Subtitles | براءة الاختراع ما تزال مؤجّلة، أرجّح أنّ هذا سبب رفضهما إخبارنا بما سُرق. |
Öyle ki bir yerden sonra artık beni görmek istemediler. | Open Subtitles | حتى وصلت لنقطة حيث لا يريدون رؤيتى هناك مرة أخرى |
Sadece bir kişilik iş vardı ve ayrılmak istemediler. | Open Subtitles | كان هناك مكان لواحده لكنهما لم يريدا الإنفصال |
Önemli değil. Beni yanlarına almak istemediler. | Open Subtitles | لا بأس ، لم يريداني أن أنتقل معهما |