Bizimle gelmenizi istemekten başka seçeneğim yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدي أي خيار إلا أن أطلب منك أن تأتي معنا |
Bir şeyler istemekten nefret ediyorum ama yer bulma büyüsüne ihtiyacım var. Kayıp bir şey var. | Open Subtitles | انظري، أكره أن أطلب منك معروفًا، لكنّي بحاجة لتعويذة رصد، ثمّة شيء ضائع. |
Tekrar yazmanı istemekten nefret ediyorum ama-- Fazla söze gerek yok. Sağdıç hemen ilgileniyor. | Open Subtitles | وأكره أن أطلب منك كتابتهم مُجدداً - لا تقل المزيد, الإشبين سيتولى الأمر - |
Çünkü özür dilemek, izin istemekten kolaydır diyen sensin. | Open Subtitles | لأنكَ أنت الذي قلتَ طلبُ المغفرة أسهلُ بكثير من طلبِ الإذن. |
Sadece bir seferlikti. Af dilemek, izin istemekten kolaydır. | Open Subtitles | إنهُ لمن السهل طلب العفو من طلبِ الإذن. |
Bunu istemekten nefret ediyorum ama, Sophie'nin dansı yaklaşıyor-- | Open Subtitles | هيي , أكره أن أطلب منك هذا ولكن الكيتليون الخاص بـ (صوفي) سيأتي |
Bill, sen çok anlayışlı birisin ve senden artık bir şey istemekten utanıyorum ama, ...ona çift buzlu bir G-T getirebilir misin? | Open Subtitles | (بيل)، لقد كنت خدومًا، أكره أن أطلب منك خدمة أخرى، لكن هلا حضرت لها "ج" و "ت" مع ثلج؟ |
Bunu istemekten nefret ediyorum... | Open Subtitles | -أكره أن أطلب منك هذا |
Senin Harvey'e, Harvey'nin bana öğrettiği gibi özür dilemek izin istemekten iyidir. | Open Subtitles | ،)وكمَا علمتِ (هارفي)وكما علمني (هارفي .طلبَ المغفرة أهمّ من طلبِ الإذن |