Eğer saygın bir uğraşta istikrarlı bir iş bulsaydınız kendinize... | Open Subtitles | لو كنت رتبت لنفسك وظيفة ثابتة في مكان محترم |
İstikrarlı biçimde güvenilir sonuçlar elde etmek için onları tekrar tekrar yaptı. | Open Subtitles | قاسها مراراً وتكراراً ليحصل على نتائج صحيحة ثابتة |
Tamam, ben burada kalacağım ama istikrarlı olduğu sürece. | Open Subtitles | حسنا , سأبقى معه هنا , لكن طالما أن حالته مستقره |
Genç gezegenler henüz istikrarlı yörüngelerine yerleşmemişlerdi. | Open Subtitles | لم تستقرّ الكواكب اليافعة بعد في مدارات مستقرّة |
Sıcak deliklerdeki hayvanlar tarafından sömürülen enerji kaynakları bir anda bitebilir ama burada, yaşam daha istikrarlı bir jeolojik geleceğin tadını çıkarabilir. | Open Subtitles | مصادر الطاقة التي تستغلها حيوانات الفتحات الحرارية قد تتعرض للتعطل فجأة لكن هنا , يمكن التمتع بحياة جيولوجية أكثر استقرارا في المستقبل |
Onun istikrarlı uzun süreli bir gay ilişkisi olduğu sanılıyor. | Open Subtitles | يفترض به أن يكون في علاقة منحرفة مستقرة وطويلة الأمد |
Artık biliyoruz ki, istikrarlı hale gelinceye kadar tüm güneş sistemlerinde bu süreç yaşanmaktadır. | Open Subtitles | نحن الآن نعلم بأن الانظمة الشمسية تفعل ذلك قبل أن تستقر |
Takma kafanı. İşimiz istikrarlı. | Open Subtitles | لا ينبغي عليكَ أن تقلق بتاتًا، العمل مستقرّ. |
Ben doğmadan bu kararı verdikleri için çok memnunum, çünkü bu benim ve milyonlarca insanın oldukça istikrarlı bir ülkede yaşamasını mümkün kıldı. | TED | أنا ممتنة أنهم اتخذوا هذا القرار قبل أن أولد، لأنه أتاح لي وللملايين من الآخرين للعيش في بلد مستقر للغاية. |
Bölgesinin en istikrarlı devleti olup bizim en esaslı müttefikimiz olan... | Open Subtitles | كأكثر دولة مُستقرة في المنطقة -واقوى حليف لنا ... |
- Rakamlar istikrarlı gidiyor. | Open Subtitles | ـ ما هي نتيجتك ضد ذلك الرجل؟ ـ الارقام مازالت ثابتة |
Çok şükür ki kuyruk bölümü gereken çocuk ihtiyacını istikrarlı olarak karşıladı. | Open Subtitles | الحمد لله قسم المؤخرة قام بتزويدنا بإمدادات ثابتة من الأطفال |
Bu yıl piyasaya hiç film sürmemiş olmamıza rağmen karakter satışları istikrarlı şekilde devam etmektedir. | Open Subtitles | على الرغم بأننا لم ننشر أي فيلم هذه السنة مبيعات بضائع الشخصيات ثابتة |
Abigail , istikrarlı ama o çok ciddi durumda. | Open Subtitles | ابيجايل حالتها مستقره,ّ لكنها تمر بظروف فى غاية الخطوره |
Eğer glikoz seviyesi istikrarlı ise ve dalgalanma yoksa, daha açık bir zihne sahip olursunuz. | Open Subtitles | لو ان مستويات الجلوكوز لديك مستقره ولا توجد تذبذبات فسوف تحصل على المزيد الوضوح |
İstikrarlı bir devlet, belirgin şekilde ayrılmış dini ve seküler güçlerin desteği, | Open Subtitles | بدولة مستقرّة مدعومة بفصل تام بين السلطة الدينية والعلمانية |
Sadece bir opera sanatçısı olarak istikrarlı bir hayat istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط حياة مستقرّة كمؤدّية أوبرا. |
Daha iyi,istikrarlı ve daha şeker bir baba bulmak isiyorum | Open Subtitles | ويهمني ان أجد سكر أبوي أكثر استقرارا |
Daha istikrarlı olurdu. | Open Subtitles | ستكون أكثر استقرارا. |
Ve bu ekonomimizi destekliyor, istikrarlı hale getiriyor. | TED | وأنه حتى مرافئ اقتصادنا ، أصبحت مستقرة. |
Konuşmaya başlamadan önce durumunun istikrarlı olduğundan emin olmak istemiştir. | Open Subtitles | ربما أراد منكِ ان تستقر حالتك قبل بدء الحديث |
Yedek jeneratör devreye girdi, sistem istikrarlı. Her şey yolunda. | Open Subtitles | المولّد الاحتياطيّ أقلع فالنظام مستقرّ وكلّ الأجهزة جيّدة |
bence hayata dair bir umut veren, istikrarlı bir zekaya sahip insanların bulunduğu sağlıklı bir ortam. | Open Subtitles | أنه ضرورة حياتيِّة, و محيط صحي مستقر عقلياً بالنسبة لكِ |
Bölgesinin en istikrarlı devleti olup bizim en esaslı müttefikimiz olan... | Open Subtitles | كأكثر دولة مُستقرة في المنطقة -واقوى حليف لنا ... |
Daha da önemlisi, Dünya'nın istikrarlı iklîmi ve düzenli mevsimleri için Ay'a şükran borçluyuz. | Open Subtitles | ما هو أكثر أهمية، أن الفضل للقمر في مناخ الأرض المستقر وفصولها المنتظمة. |
Ama Orta Yol, 10-11 koltuk için istikrarlı gidiyor. | Open Subtitles | ولكن المحافظون ثابتون عند 10 الى 11 مقعد |