Bugün, bir ulus olarak nasıl yanlış seçimler yapıp yanlış kararlar verdiğimizi itiraf etmek için buradayım. | TED | ولكني هنا لأعترف نحن كأمة اتخذنا خيار خاطئ وصنعنا قرار خاطئ. |
Tahrik olmuştum ama itiraf etmek için çok gururluydum. | Open Subtitles | كنتُ مستثاراً، ولكن لدّي كبرياء كبير لأعترف بهذا. |
Sanırım itiraf etmek için iyi bir zaman. Mantar ben de öyle bir kafa yaptı ki papyonlu bir robot görüyorum. | Open Subtitles | أظن أنه حان الوقت لأعترف أنني أكلت بعض المشروم وأنني أرى آلياً يرتدي ربطة عنق |
Sana olan ölümsüz aşkını itiraf etmek için geldi. Bu yüzden de onunla uğraşmayı sana bırakıyorum. | Open Subtitles | قدّ عادت لتعترف بحبّها الأبديّ لكَ، لذا سأترككَ تتدبّر أمرها. |
Suç mahalline itiraf etmek için geri döndünüz. | Open Subtitles | اذا, لقد رجعت الى مسرح الجريمة لتعترف |
Dr. Graham, buraya itiraf etmek için geldiğinizi sanıyorduk. | Open Subtitles | د. كراهام لقد ظننا بانك هنا لتعترف |
Kitapla cinayetleri itiraf etmek için davanın zaman aşımının dolmasını beklemek bu en iyi pazarlama stratejisi, değil mi? | Open Subtitles | و بانتهاء فترة التقادم استخدم هذا كسبب ليعترف في كتاب إنها أفضل استراتيجية للتسويق، صحيح؟ |
Bunun o insanda yalandan itiraf etmek için yarattığı baskı ve "Peki, tamam. | Open Subtitles | .. هذا ضغط على الشخص ليعترف بالخطأ ويقول حسناً, انا |
Suçumu itiraf etmek için buradayım. | Open Subtitles | جئت لأعترف بخطيئة |