ويكيبيديا

    "iyi bir şans" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فرصة جيدة
        
    • فرصة أفضل
        
    • فرصة عظيمة
        
    Seni hastaneye götürecekler. İyi bir şans yakalarsın. Open Subtitles وسيرسلونك إلى المستشفى، ستحصل على فرصة جيدة
    Dürürst olmak için iyi bir şans... Open Subtitles هذه فرصة جيدة لنكون صرحاء مع بعضنا البعض
    Bunların hiçbirini hatırlamamak için iyi bir şans olması. Open Subtitles هناك فرصة جيدة أني لن أتذكر شيئاً من هذا
    Kariyerine başlamak için iyi bir şans olacağına ikna etmiştim. Open Subtitles أنا أقنعتها لم يكن هناك سيصبح فرصة أفضل للانطلاق مسيرتها.
    Eğer onlara aksi olurdu daha iyi bir şans verdi. Open Subtitles أعطيتهم فرصة أفضل من كانوا قد كان على خلاف ذلك.
    Mode için iyi bir şans... Open Subtitles هذه التغطية الفريدة.. فرصة عظيمة الى "مود"
    Çünkü bu çok iyi bir şans ve sen anlatacaklarıma inanamayacaksın. Open Subtitles ' لأنه هناك فرصة جيدة جداً أنك لن تصدق كلمة مما سأخبرك.
    Avukatın cezadan kurtulabilmen için, Trey'in tanıklık yapmamasının iyi bir şans olduğunu söyledi. Open Subtitles محاميكِ قال بأنّهُ سيكون لديكِ فرصة جيدة للخروج من هذا إذْ لم يشهد تراي لذا جعلته يفعل
    Onlarla birlikte savaşırsak, yaşamak için iyi bir şans var, Open Subtitles إذا حاربناهم معاً، فسيكون لدينا فرصة جيدة لننجو
    Rakibimizle tanışmak için iyi bir şans olur. Open Subtitles سوف تكون فرصة جيدة لمقابلة المنافسين.
    Liseden beri hiç bir oyunda rol almadım aynı zamanda diğer yetişkinlerle görüşmek için iyi bir şans olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles لمأكنفي مسرحيةمنذ الثانوية.. وأعتقد أنها فرصة جيدة لمقابلة أناس بالغين -يبدو هذا مثيراً
    Biliyorsun, geçmişte olsa hepsini sonuna kadar yemek için iyi bir şans olurdu. Open Subtitles - [معدة تهدر بصوت عالي] - حسنا، تعرف، في الماضي، هناك كان يمكن أن يكون فرصة جيدة أنا would've مرّ به كلّ أخير وحيد منهم.
    İki işte çalışan annem ve üniversiteye gitmek isteyen Denny vardı ve bu teklif biraz para kazanmak için iyi bir şans gibi gözüküyordu. Open Subtitles مع عمل أمي في وظيفتين و ذهاب (ديني) إلى الكلية كانت هذه فرصة جيدة لكسب نقود محترمة
    İki işte çalışan annem ve üniversiteye gitmek isteyen Denny vardı ve bu teklif biraz para kazanmak için iyi bir şans gibi gözüküyordu. Open Subtitles مع عمل أمي في وظيفتين و ذهاب (ديني) إلى الكلية كانت هذه فرصة جيدة لكسب نقود محترمة
    Bu es geçilemeyecek kadar iyi bir şans. Open Subtitles تلك فرصة جيدة جداً لتركها
    Ama ormanın içinde koşup durarak tek tek yakalanmaktan daha iyi bir şans olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم بأنها فرصة أفضل مما لدينا الجري في أنحاء تلك الغابة والقضاء علينا واحداً تلو الآخر
    Futbol bursu için kendime daha iyi bir şans yaratmaya çalışıyordum. Open Subtitles كنت أحاول أن نفسي فرصة أفضل للحصول على منحة دراسية لكرة القدم
    Eğer kendi yollarını diğerlerine zorla benimsetmekle daha az zaman harcasalardı, ve evlerinde biraz daha siyasi reform yapsalardı; demokrasilerine daha iyi bir şans verebilirlerdi. TED لو أنهم ينفقون القليل من الوقت على محاولة شق طريقهم نحو الآخرين، ووقت أطول قليلاً على الإصلاح السياسي في ديارهم، فقد يمنحون نظامهم الديموقراطي فرصة أفضل.
    Daha iyi bir şans yakalayabileceğimizi sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنه ستتاح أمامنا فرصة أفضل.
    Bana da deneme için iyi bir şans olur. Open Subtitles هذه قد تكون فرصة عظيمة للتجربة.
    Aslında, çok iyi bir şans. Open Subtitles حسناً مثل هذه فرصة عظيمة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد