Hem iyi bir ajan olmak hem de iyi bir eş olmak zordu, benim için. | Open Subtitles | من الصعب أن أكون عميلة جيدة و زوجة جيدة |
O çok iyi bir ajan, Reynolds. | Open Subtitles | أنها عميلة جيدة حقاً ، رينولدز |
Erkek arkadaşının ölümüne sebep olan iyi bir ajan. | Open Subtitles | عميلة جيدة تسببت في مقتل حبيبها |
İş arkadaşlarının iyi bir ajan olduğu için kendisine saygı duymalarını istedi. | Open Subtitles | لقد أراد إحترام زملائه فى العمل لذلك فكان عميل جيد |
Anlamıyorsun. Roger iyi bir ajan... | Open Subtitles | (روجر) عميل جيّد..." |
Ve sanırım bu beni daha iyi bir ajan yapıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجعلني عميلة أفضل. |
İyi bir ajan. | Open Subtitles | انها عميلة جيدة |
İyi bir ajan heba olmuş. | Open Subtitles | و خسارة عميلة جيدة |
Patterson iyi bir ajan. Burada kalıyor. | Open Subtitles | إن (باتيرسون) عميلة جيدة ، ستبقى |
Tam aksine, iyi bir ajan. | Open Subtitles | (سكاي) جيدة، عميلة جيدة. |
- O iyi bir ajan iyi bir insandı. | Open Subtitles | - لقد كانت عميلة جيدة ... |
Patterson iyi bir ajan. | Open Subtitles | إن (باتيرسون) عميلة جيدة |
Jack, iyi bir ajan olmak için hızlı düşünmelisin. | Open Subtitles | كى تكون عميل جيد لابد ان تفكر بسرعه |
İyi bir ajan olduğunu biliyorum Bauer. Olan biteni anlatmak ister misin? | Open Subtitles | اعلم انك عميل جيد يا "باور" ، ولكن الا يجب ان تخبرنى بما يحدث هنا |
Daha iyi bir ajan istemezdim. | Open Subtitles | لم أكُن لأسأل عن عميلة أفضل |