Seninle beraber takılmak beni her zaman iyi bir ruh haline sokuyor. | Open Subtitles | التواجد معك دائماً ما يضعني في مزاج جيد. |
Şey bende o sıralar gazeteye çıkmak için iyi bir ruh halinde değildim | Open Subtitles | حسنا ، لم أكن في مزاج جيد لأظهر في الصحف |
İyi bir ruh hali içindeysen, senin sıcaklığın yavaşça artıyor ve rengi berraklaşıyor. | Open Subtitles | إذا كنت في مزاج جيد فإن حرارتك ترتفع قليلا مسببة لونا ساطعا |
Ve takıma seçildiğinde, iyi bir ruh halinde olacak, ki bu da onunla konuşmak için çok iyi bir zaman demek. | Open Subtitles | سيختارونه للفريق وعندما يختارونه سيكون في مزاج جيد |
Eminim evliğinden ötürü hala iyi bir ruh halindedir. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأنه مازال في مزاج جيد منذ الزفاف |
ve onun iyi bir ruh hali içerisinde olacağını umuyor, ki o iyi bir halinde olacaktır, eğer biz onun mağazasına gider ve kıyafetler için bir tomar para harcarsak. | Open Subtitles | وهو يأمل ان تكون في مزاج جيد وستكون بمزاج جيد ان ذهبنا |
ve onun iyi bir ruh hali içerisinde olacağını umuyor, ki o iyi bir halinde olacaktır, eğer biz onun mağazasına gider ve kıyafetler için bir tomar para harcarsak. | Open Subtitles | وهو يأمل ان تكون في مزاج جيد وستكون بمزاج جيد ان ذهبنا |
Ayrıca, belki fazlalık göğüs bölgesi kumaşı ağırlığını taşımadığım için iyi bir ruh halindeyimdir. | Open Subtitles | أيضاً, ربما بسبب أنني في مزاج جيد لأن وزني لم يتأثر بالتغييرات في منطقة الجذع |
İyi bir ruh halinde ise, ne istersen sor, ve başarı garantiydi. | Open Subtitles | أساليها عن اي شي عندما تكون في مزاج جيد وتضمنين النجاح |
Ta buraya kadar gelmemi gerektirecek ne söyleyeceksen söylemeden önce haberin olsun, iyi bir ruh hali içinde değilim. | Open Subtitles | قبل أن تخبرني أياً ما كان عليَّ قطع كل الطريق لأحضر هنا... عليك أن تعلم أنني لست في مزاج جيد |
, Ben iyi bir ruh halinde ne olamaz? | Open Subtitles | ماذا ، لا يمكنني أن أكون في مزاج جيد ؟ |
İyi bir ruh halinde gibi de görünmüyorsun. | Open Subtitles | أنت أيضاً لا يبدو عليك أنك في مزاج جيد. |
Sabah 6:30'a göre iyi bir ruh halindesin. | Open Subtitles | أنت في مزاج جيد ل 6: 30 في الصباح. |
Sabah 6:30'a göre iyi bir ruh halindesin. | Open Subtitles | -أنت في مزاج جيد للـ6: 30 صباحًا -أجل، أنا كذلك |
Nancy gerçekten o akşam çok iyi bir ruh hali içindeydi ve yardıma ihtiyacı olup olmadığını sormak üzere ona doğru yaklaştığını gördüm. | Open Subtitles | كانت (نانسي) بالفعل في مزاج جيد تلك الليلة ورأيتها تخطو نحو الرجل وتسأله إن أراد أيه مساعده |
Hayır, Mary Poppins ısı bu tür bir iyi bir ruh halinde olmaz. | Open Subtitles | لا ، (ماري بوبنز) لن تكون في مزاج جيد في هذه الحرارة |
- İyi bir ruh halindeyim. | Open Subtitles | حسناً انا في مزاج جيد |
Daha iyi bir ruh halinde olmadığına şaşırdım. | Open Subtitles | أنا مندهش إنك لست في مزاج جيد |
Rob iyi bir ruh halinde değil. Steve ile kavga etti. | Open Subtitles | (روب) ، ليس في مزاج جيد لقد حدثت مشاجرة معه ومع (ستيف) |
Şu an çok iyi bir ruh halinde olduğumu bilmeyenler olabilir. | Open Subtitles | قد لا تعرفون، أنا في مزاج جيد! |