Senin için yeterince iyi olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنني لست جيدة بما فيه الكفاية بالنسبة لك. |
Sizin Cadılar Meclisiniz için yeterince iyi olmadığımı sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنك قلت أنني لست جيدة بما يكفي لسحرك الخاص |
İyi olmadığımı söyleyebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي بأمكانه اخباري بأني لست جيداً بما يكفي هو انت |
Dansta iyi olmadığım gibi menajerlik işinde de iyi olmadığımı biliyorsun. | Open Subtitles | أنا لست جيداً بأعمال المبايعة ولست راقصاً جيداً، تعرف ذلك |
İki dakika önce kızın için yeteri kadar iyi olmadığımı söyledin. | Open Subtitles | حَسناً، منذ دقيقتين لقد أخبرتيني أنني لستُ جيداً بما فيه الكفاية لإبنتكِ |
Her zaman hissettiklerimi söylemede iyi olmadığımı duydum ama geçen gece için çok üzgünüm. | Open Subtitles | قد سمعتُ أنني لستُ جيداً بالتحدث، حول مشاعري، على الدوام -ولهذا، أنا آسف حول البارحة |
Niçin bana yeterince iyi olmadığımı söylemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تخبريني أنني لم أكن جيداً بما فيه الكفاية؟ |
Yabancıların yeterince iyi olmadığımı söylemelerini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد من الغرباء أن يقولوا بأني لستُ بارعة. |
Odanın dönmesi, saatin tik-taklaması ve iç sesimin yeteri kadar iyi olmadığımı söylemesi. | Open Subtitles | الغرفة تدور والساعة تدق وأسمع صوتي الداخلي يخبرني بأنني لستُ جيّدة كفاية |
Rahatlama konusunda pek iyi olmadığımı biliyorum ama eve gitmem gerekiyor, bilirsin. | Open Subtitles | أعرف أنني لست جيدة جدا في الاسترخاء ولكن عليّ العودة للبيت أنتِ تعرفين؟ |
Hayır, aslında düşünmüyorum! Sen, Bo için yeterince iyi olmadığımı düşünüyorsun! | Open Subtitles | لا لا أعرف في الحقيقة "أتظنين انني لست جيدة لـ "بو |
Böyle konuşma yapmada iyi olmadığımı biliyorsunuz. | Open Subtitles | حسنًا، أنت تعرفون يا رفاق أني لست جيدة في إلقاء خطب |
Vedalaşmada iyi olmadığımı biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم بأنني لست جيدة في مثل هذه الأمور. |
Ayrıca iç tasarımda iyi olmadığımı, seninse bu konuda muhteşem olduğunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أقبل حقيقة أنني لست جيدة في التصميم الداخلي، و وكنت بارعا في ذلك. |
Berbat biri olduğumu söylemiştim. Bu işte iyi olmadığımı da... | Open Subtitles | اخبرتك انني شخص فاشل قلت لك انني لست جيداً في هذا |
Babalık ve kocalık hususunda pek iyi olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | انظري , أعرف أنني لست جيداً بمسألة الزوجو الأب.. |
Onun kadar iyi olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنني لست جيداً كما كان هو |
Senin için yeterince iyi olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأني لست جيداً بما يكفي من أجلك. |
Tüm yaşamımı onun kadar iyi olmadığımı düşünerek geçirdim ama sen tek kişiydin... | Open Subtitles | ،لقد قضيتُ عمري أفكّر أنّي لستُ جيداً مثله ... لكنّك الشخص الوحيد |
Bayan Robinson, burda yatıp kızın için yeteri kadar iyi olmadığımı söylüyorsun. | Open Subtitles | سّيدة (روبنسن)، أنتِ تنامين هنا و تخبريني أنني لستُ جيداً بما فيه الكفاية لإبنتكِ |
Joe bana hücresini gösterecek hani şu yerleşmek için yeterince iyi olmadığımı düşündüğü yeri. | Open Subtitles | (جو) سوف يريني زنزانتهُ تلك التي يعتقد أني لستُ جيداً بما فيهِ الكفاية لأقيم فيها |
Senin için yeterince iyi olmadığımı sadece bildiğimden emin olmak istedin. | Open Subtitles | لذا، أردتِ مني أن أعرف وحسب ... أنّي لم أكن جيداً كفاية لكِ |
Çok iyi olmadığımı biliyorum... | Open Subtitles | أعلم إنني لم أكن جيداً جداً |
Sanırım bu vampir meselesinde çok iyi olmadığımı rahatça söyleyebiliriz. | Open Subtitles | أظنّني سأحقّ في البوح بأنّي لستُ بارعة في حياة مصّاصة الدماء |
Ne oldu? Yaptığım pastayı sevip okulun için iyi olmadığımı söylediğin için üzgün müsün? | Open Subtitles | تحبّ معجّناتي ومن ثمّ تعتذر لتخبرني إنّني لستُ جيّدة كفاية لمدرستك؟ |