Ancak bu noktaya ulaşmadan önce, iyi ve kötü arasındaki bir çatışma arasında kaldık. | TED | لكن قبل أن نصل إلى ذلك، نحن منخرطون في صراع بين الخير والشر. |
Yaşam, benim evimde, iyi ve kötü arasında, destansı bir ruhani savaş olarak tanımlanmıştı. | TED | في بيتي، كانت الحياة عبارة عن معركة ملحميّة بين الخير والشر. |
iyi ve kötü arasındaki anlamsız, sonu gelmeyen savaşlar neden Ama ölüm. | Open Subtitles | لكن ليس موت بدون جدوى المعرك الغير منتهية بين الخير و الشر |
Ve bizi insan kılan şeyler iyi ve kötü, aşk ve acı... | Open Subtitles | و للأشياء التي تجعلنا بشرًا الخير و الشر ، الحب و الوجع |
Şimdi, bu durumla ilgili iyi ve kötü haberlerim var. | TED | الآن، هناك أخبار جيدة وأخبار سيئة عن هذا الفساد. |
Robert,İyi ve kötü haberlerim var. | Open Subtitles | روبرت"، عندي" أخبار جيدة وسيئة |
Ve en korkak insan tarafından gerçekleştirildi 972 00:53:42,998 -- 00:53:46,058 iyi ve kötü hakkında karar verebilecek - iyi ve kötü hakkında karar verebilecek - | Open Subtitles | وهو وُجّهَ بالخيالِ الأكثر خوفاً لجُلُوس أبداً في الحكمِ على الخير والشرِ -- |
Bir, dünya iyi ve kötü ile dolu, doluydu, hep dolu olacak çünkü iyi ve kötü insan doğasının yin ile yangı. | TED | أولا: أن العالم كان وسيبقى دائما مليئا بالخير والشر، وذلك لأن الخير والشر هما النقيضان المكونان لحياة البشر. |
Bunun nedeni ise içinde yaşadığımız bu ikicilik kültürü küçük yaştan itibaren bize dünyayı iyi ve kötü diye gruplandırmak öğretiliyor. | TED | وذلك لأننا نعيش في هذه الثقافة المزدوجة وتعلمنا من سن مبكرة جدا لفرز العالم إلى الخير والشر. |
"İyi ve kötü sürekli bir akış halindedir, ileri ve geri. | Open Subtitles | الخير والشر في الجريان الثابت، ذهابا وإيابا. |
Şimdi, Tanrı'nın takdiriyle, iyi ve kötü insanlar tamamen ayrılıyor. | Open Subtitles | الآن،برحمةالله. الخير والشر منفصلان تماماً |
Birkaç soğuk bira, müzik kutusu iyi ve kötü birlikte takılıyor. | Open Subtitles | إثنان من تلك البادرة النوع الموسيقي الخير و الشر إخوان بالأسفل |
Ve bizi insan kılan şeyler iyi ve kötü, aşk ve acı... | Open Subtitles | و للأشياء التي تجعلنا بشرًا الخير و الشر ، الحب و الوجع |
Eğer iyi ve kötü arasında bir çatışma varsa denge gerekir. | Open Subtitles | كأي نزاع بين الخير و الشر يجب أن يكون هناك توازن |
- Lütfen sorunu çözdüğünü söyle. - İyi ve kötü haberlerim var. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنك توصلت الى شئ هناك أخبار جيدة وأخبار سيئة |
Tebrikler çocuklar. İyi ve kötü haberlerim var. | Open Subtitles | تهانينا ايها الاولاد معي أخبار جيدة وأخبار سيئة |
İyi ve kötü haberlerim var. | Open Subtitles | حسناً لدي اخبار جيدة وسيئة |
İyi ve kötü arasında, ölümüne bir savaş. | Open Subtitles | معركة بين الخير والشرِ حتى الموت |
Leo, iyi ve kötü dansçılar vardır ama herkes dans etmeyi bilir. | Open Subtitles | ليو, هناك راقصون جيدون وراقصون سيئون. لكن كل الناس يعرفون كيف يرقصون. |
Kaosla yüzleşince, İngilizler, o basit "iyi ve kötü" hikayelerine tutundular. | Open Subtitles | ،مازال البريطانيين، في مواجهة هذه الفوضى يتمسكون بالسردية الساذخة المتعلقة بالخير والشر |
Tüm iyi ve kötü günlerimde bu şapka benimleydi. | Open Subtitles | هذه القبعة كانت دائما معي على السراء والضراء |
Şu kapıdan girecekler, iyi ve kötü polisler olacak. | Open Subtitles | سوف يقتحمون هذا الباب و يلعبون دور الضابط الجيد والسيئ |
Belki Hulk'tan daha fazla, çünkü onu iki tarafı var, iyi ve kötü. | Open Subtitles | في الاغلب مثل ذا هولك, لان لديه جانبين, الجانب الجيد والسيء. |
Hikayelerin iyi ve kötü yanları bir tür filtre olmalarıdır. | TED | الأمر السيء والجيد عن القصص أنها نوعًا ما كالمصفاة. |
Hastalıkta ve sağlıkta iyi ve kötü zamanlarda... | Open Subtitles | في المرض، الصحة، الأوقات الحلوة و المرة... |
Pekiştirme ve ceza pozitif ya da negatif olabilir ama bu iyi ve kötü oldukları anlamına gelmez. | TED | التعزيز أوالعقاب قد يكون سلبي أو إيجابي، لكن هذا لا يعني جيد وسيء. |
İyi ve kötü haberler var. | Open Subtitles | أخبار جيدة و أخرى سيئة |