Big Jim, Black Larson'dan yediği darbeden sonra iyileşmişti. | Open Subtitles | تعافى جيم الكبير من الضربة التى تلقاها من بلاك لارسون |
Beş yaşında teşhis edilmişti. Ama iyiydi, tamamen iyileşmişti. | Open Subtitles | اكتشف الأطباء اصابته وهو بالخامسة وكان بخير، تعافى كلياً. |
Ama bu kez ölmekte olan müşterilerinden birisi mucizevi şekilde iyileşmişti. | Open Subtitles | ولكن هذه المرة المشكلة كانت أنّ إحدى عميلاته المحتضرات قد تعافت بمعجزة |
Az sayıda kişi de bir şekilde iyileşmişti. | Open Subtitles | "والقليل منهم أصيب، لكنهم بطريقةً ما تعافوا". |
O kadar çabuk iyileşmişti ki UV ışığı olmadan görememiştik. | Open Subtitles | شُفيت بسرعة ولم نتمكن من رؤيتها من دون الأشعة فوق البنفسجية. (إيف)، انظر! |
Hayır, o artık iyileşmişti. | Open Subtitles | لا, لقد كانت معالَجة بالكامل |
Nihayet tamamen iyileşmişti, ama yorgun ve soluk benizliydi, ve güzel saçları kesilmişti, babası,onu kuledeki odaya hapsetmişti. | Open Subtitles | وعندما تحسنت اخيرا, كان جمالها يخبو, وقد تم قص شعرها الجميل, |
Gödel tabii ki, senatoryumda geçirdiği sürede iyileşmişti, fakat buraya, Amerikaya, | Open Subtitles | بالطبع تعافى "غودل" في المصحّة، لكن وقت وصوله هنا، |
Lukas iyileşmişti, en azından bacağı. | Open Subtitles | و"لوكاس" تعافى... على الأقل، ساقه شُفِيتْ. |
Ziyaretinden kısa bir süre sonra, Betsy'in yeğeni iyileşmişti. | Open Subtitles | بعد فترة وجيزة من زيارته لقد تعافت أبنة أخت بيتسي تماماً |
Az sayıda kişi de bir şekilde iyileşmişti. | Open Subtitles | "والقليل منهم أصيب، لكنهم بطريقةً ما تعافوا". |
Barbie kozadan çıktığında tüm yaraları iyileşmişti. | Open Subtitles | بعدما خرج (باربى) من إحداهما كل جروحه شُفيت |
O tamamen iyileşmişti. | Open Subtitles | لا, لقد كانت معالَجة بالكامل |
Veronica önemli derecede iyileşmişti. | TED | تحسنت فيرونيكا بشكلٍ ملحوظ |