İyiler, fakat elinde ki testereyle ilgili bazı endişelerim var. | Open Subtitles | إنهم جيدون لكن أنا قلق لأن يكون المنشار غير آمن |
Bunun anlamı arı yetiştiricileri ölüleri değiştirmede oldukça iyiler, dolayısıyla kayıplarını telefi edebiliyorlar. | TED | هذا يعني أن مربي النحل جيدون جدا في استبدال النحل الميت عموما، لذا تمكنوا من تغطية هذه الخسائر. |
Hollandalılar da iyiler aslında ama İtalyanlar gerçekten iyiler. | TED | الهولنديين جيدون أيضاً، لك الإيطاليين هم الأبرع. |
Gayet iyiler. Hayvanat bahçesindeler. | Open Subtitles | إنهم بخير, إنهم بصحة جيدة إنهُم في حديقة الحيوانات |
Ve bazı benzerler ile, onlar gayet iyiler. Onların gerçek olup olmadığını bilmiyorsunuz. | TED | ومع بعض المتشابهات, هم جيدين للغاية أنت لا تعلم إذا كانوا حقيقيين ام لا |
Benim için fazla iyiler. Bugün ok atmıyorum. | Open Subtitles | إنهم إلى حد ما جيدون بالنسبة لي ,لن أُصوب اليوم |
Dik dururken iyiler, ama sonuçta iki bacaklılar... | Open Subtitles | انهم جيدون عندما تكون امورهم جيدة,ولكن, عندما يسوء حالهم,فهم مجرد ساقين تمشى |
Tabii film işinde çok iyiler ama iş silaha gelince ellerinde ok-yay Kızılderili gibiler. | Open Subtitles | انهم جيدون فى صناعة الأفلام و لكنهم لا يزالون يطلقون السهم و القوس |
Ayrıca gülmek, eğlenmek için çok iyiler. | Open Subtitles | الى جانب ذلك، كما تعلمين، انهم أنهم جيدون للضحك |
Ayrıca gülmek, eğlenmek için çok iyiler. | Open Subtitles | الى جانب ذلك، كما تعلمين، انهم أنهم جيدون للضحك |
Bence beraber çok iyiler. Sanki aralarındaki kimya alınyazıları gibi geliyor bana. Anlatabildim mi? | Open Subtitles | إنهما جيدون مع بعض, يبدوان لي و كأنه بينهما إنجذاب مقدّر. |
Gayet iyiler Bay Browning. Aşağıda sizle birlikteler. | Open Subtitles | إنهم بخير يا سيد براوننج إنهم هناك بالأسفل معك |
-En azından iyiler. -Onları nasıl çıkartacaksın? | Open Subtitles | . حسناً ، على الأقل إنهم بخير - كيف سنخرجهم ؟ |
Şaşırtıcı bir şekilde az bir çalışmayla bu konuda iyiler. | TED | وكان من المفاجيء أنهم كانوا جيدين بالقليل من التدريب. |
Ahlak bozulduğunda ve iyiler bir şey yapmadığında kötülük serpilir. | Open Subtitles | حين تنهار الأخلاق ويقف الصالحون مكتوفين الأيدي، يزدهر الشرّ. |
Ailen hakkında birşeyler sormamıştım. Onlar iyiler mi? | Open Subtitles | لم اسألك مطلقا عن عائلتك هل هم بخير ؟ |
Niye iyiler hep genç ölürler ki zaten? | Open Subtitles | أتساءل لماذا يموت الشباب الطيبون في سن مبكرة. |
İyiler sustukça kötüler kazanmaya devam eder. | Open Subtitles | أنه لأمر سيء عندما يكون الناس الطيبين لا يفعلون شيئاً |
Karısının ve kızının nasıl olduğunu sordu, ben de iyiler dedim. | Open Subtitles | و قال لي كيف حال زوجتي و إبنتي فقلت له أنهم بخير |
Fakat araştırmak ve bunu en iyi şekilde kullanmakta oldukça iyiler. | TED | ولكنهم جيّدون جدًا فى البحث والاقتراب من الحلّ الأمثل. |
Pat, Bruce ve Donna gerçekten iyiler, fakat annemi ve babamı özlüyorum. | Open Subtitles | بات و بروس و دونا لطفاء ولكنى افتقد امى و ابى و حتى اخى |
Bence insanlar kimliğimizi diğer insanların içinde yer değiştirmek konusunda çok iyiler. | Open Subtitles | أعتقد أن البشر بارعين في أن يضعوا أنفسهم محل آخرين و هذا ما نسميه التعاطف |
Evlendiğini biliyorum, iyiler mi? | Open Subtitles | أعلم أنّك تزوّجتِ من جديد... هل هُم في أمان؟ |
İşe yarar, zeki ve işlerinde iyiler. | Open Subtitles | انهن مساعدات و ذكيات و بارعات بما يعملن |
En ama en iyiler bile eninde sonunda bir hata yapar. | Open Subtitles | حتـى الاشـخاص الجيدين ينتهي بهم الامر بشـكل سـيء |
- İyiler sağ salim annelerinin yanındalar. - Yap artık şunu! | Open Subtitles | إنّهم بخير ، سالمين آمنين بجوار أمّهم، والآن أنجز عملك |