Müşahede altındaydı ama durumunun iyiye gittiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد كان تحت الملاحظة ولكن كنتُ أظنه يتحسن |
Terapisti iyiye gittiğini söylemişti... | Open Subtitles | طبيبة النفسي قال أنه يتحسن جداً |
- İyi. Televizyonda kardeşinin iyiye gittiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت في التلفاز أن أخاك يتحسن |
Şimdiye kadar senin dediğin gibi yaptık ve durumun daha iyiye gittiğini görmedim. | Open Subtitles | انظر، الآن، كنا نفعلها بطريقتك منذ زمن ولا أرى أن الموقف قد تحسن |
Şimdiye kadar senin dediğin gibi yaptık ve durumun daha iyiye gittiğini görmedim. | Open Subtitles | انظر، الآن، كنا نفعلها بطريقتك منذ زمن ولا أرى أن الموقف قد تحسن |
Sürekli bana daha iyiye gittiğini söylüyor. | Open Subtitles | دائماً ما يخبرني أنه يتحسن. |
Onun iyiye gittiğini düşünmek hoşuma gider. | Open Subtitles | -أحب أن أفكر أنه يتحسن |
Daha iyiye gittiğini sanmıştım. | Open Subtitles | \u200fشعرت أنه يتحسن. |