Belki güzel yerlerini size göstermeme izin verirsiniz o hâlde. | Open Subtitles | إذن ربما تسمحين لي أن أريك بعضًا من أروع أماكنها؟ |
Belki de seferberlik döneminden hikayelerle sizi eğlendirmeme izin verirsiniz, eğer bunları çok sıkıcı bulmazsanız. | Open Subtitles | هل تسمحين لي ان اقصها عليك ستجدينها مشوقة جداً |
Belki, yarın gelip kızınızın durumuna bakmama izin verirsiniz. | Open Subtitles | ربما تسمحين لي بالعودة غداً لأطمئن على ابنتك |
Böyle hastalıklı bir şeyi yapmalarına nasıl izin verirsiniz? | Open Subtitles | لماذا بحق الجحيم تجعلينهم يفعلون شيئا مقززا مثل هذا ؟ |
Böyle hastalıklı bir şeyi yapmalarına nasıl izin verirsiniz? | Open Subtitles | لماذا بحق الجحيم تجعلينهم يفعلون شيئا مقززا مثل هذا ؟ |
Merhaba, umarım sizin için bir şeyler yapmama izin verirsiniz. | Open Subtitles | مرحبًا أملت أن تسمحي لي بفعل شيء يكفّر عن ذنبي |
"Umarım büyük yasınız sona erdiğinde sizi görmeme izin verirsiniz. | Open Subtitles | أرجو أن تسمحي لي بأن أهتم بك عندما يتلاشى حزنك العميق |
Belki siz onunla biraz konuşmama izin verirsiniz. | Open Subtitles | ربّما يمكنكِ فحسب أن تسمحي لي بالحديث معها |
Yeniden başlamama izin verirsiniz diye umuyordum. | Open Subtitles | نعم، وكنتُ أتمنى أن تسمحي لي ببدء صفحة جديدة؟ |