Oyuncaklarından biriyle oynamama izin vermesini sormanız gibi. | Open Subtitles | كأنك تطلب منه أن يدعني ألعب بإحدى ألعابه |
Sadece Bay Protokole işimi yapmama izin vermesini söyle lütfen. | Open Subtitles | اطلبي منه فقط أن يدعني أقوم بعملي رجاء. |
Amca, kalmama izin vermesini söyle. | Open Subtitles | عمي، قُل له أن يدعني أبقى |
Harkouf'taki gece bekçisinin geçmemize izin vermesini sağlayan yöntemle. | Open Subtitles | بنفس الطريقة التي (جعلت فيها الحارس الليلي في (هاركوف يدعنا نمر |
Jenner bize çıkış yolu sunmuştu. Denemeye devam etmemize izin vermesini istemiştin. Yalvarmıştın ona. | Open Subtitles | لقد قدم لنا (جينر) مخرجاً، لقد طلبت منه أن يدعنا نحاول، وتوسلتي إليه... |
onu durdurmalıyım,lütfen beş dakikalığına izin vermesini söyle onunla konuşmama izin ver dinle, Daf | Open Subtitles | علي إيقافها ، أرجوك أطلب منه أن يسمح لي بالدخول لخمس دقائق دعني أتكلم معه إسمع، يا"داف " |
Onunla Paris'e gitmem için izin vermesini istemiş. | Open Subtitles | طلبت منه أن يسمح بأن أرافقها إلى باريس |
Hâlâ Wade'le birlikte olsaydınız, kesin yeni kız arkadaşıyla tanışmama izin vermesini sağlardın. | Open Subtitles | إذا كنتي أنت ووايد لازلتما معاً أنا أراهن بأنكي ستتأكدي من أنه سيسمح لي بمقابلة صديقته الجديده |
Hayır, ben gerçeği üzerinde çalışmama izin vermesini umuyorum. | Open Subtitles | لا، أنا آمل أنه سيسمح لي بالعمل على السيارة الحقيقية. |
Sadece Drew'in mutlu olmamıza izin vermesini istiyorum. | Open Subtitles | آمل أن يدعنا (درو) سُعداء فحسب |