ويكيبيديا

    "izin vermeyeceğini" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لن تدع
        
    • لن تسمح
        
    • لن يسمح
        
    • يسمح لكِ
        
    • يسمحوا لك أبداً بالمغادره يانور
        
    • لن يدعك
        
    • لن تتركك
        
    • لن تدعك
        
    Küçük bir rüzgarın senin partini mahvetmesine izin vermeyeceğini biliyordum. Open Subtitles كنت أعلم أنك لن تدع قليلا من الرياح تفسد حفلتكم
    Ayrıca, bana bir şey olmasına izin vermeyeceğini biliyorum. Open Subtitles كما أنني أعلم أنك لن تدع أي مكروه يصيبني
    Karşı koyabileceğini, buna izin vermeyeceğini söyledi. Open Subtitles لقد قالت أنها سيُمكنها المُقاومة أنها لن تسمح بحدوثها
    Ada'nın, yalnız gitmene izin vermeyeceğini söylemeye geldim. Hepiniz geri dönmelisiniz. Open Subtitles جئتُ لأخبرك بأنّ الجزيرة لن تسمح لك بالمجيء وحيداً، عليكم العودة جميعاً
    Ama erkek gibi davransa da babasının onun tek başına seyahat etmesine izin vermeyeceğini biliyordu. TED لكن هي تعلم ان والدها لن يسمح لها بالذهاب والسفر وحدها حتى لو كانت تتظاهر انها فتى
    O şeytanın gelmenize izin vermeyeceğini sanmıştım. Open Subtitles لقد أعتقدت بان الكائن الشيطاني بكِ لن يسمح لكِ بهذا
    Tobias ve ailenin geri kalanının gitmene izin vermeyeceğini biliyorum Güzelim. Open Subtitles أنا أعرف توبايس وبقية أفراد الأسرة الذين لم يسمحوا لك أبداً بالمغادره يانور الشمس
    Terok'un senden öğrenmek istediklerini öğrenmeden ölmene izin vermeyeceğini biliyorsun. Open Subtitles تعلم أن (تيروك) لن يدعك تلقى حتفك قبل أن يحصل على ما يريده منك
    Patron, polisin buradan canlı olarak kurtulmana izin vermeyeceğini söyledi. Open Subtitles أخبرني الزعيم بأن الشرطة لن تتركك تخرج من هنا حيّاً
    Adanın, tek başına gelmene izin vermeyeceğini söylemeye geldim. Open Subtitles جئتُ لأخبرك أنّ الجزيرة لن تدعك تأتي وحيداً
    Ama hayalet bunun bir daha olmasına izin vermeyeceğini söylüyordu. Open Subtitles نعم ولكن الشبح قال بأنها لن تدع ذلك يحدث مرة أخرى
    İyi olduğunu özgür ve mutlu olduğunu ve kimsenin onu tekrar yakalamasına izin vermeyeceğini bilmeni istemiş. Open Subtitles قالت أنها تريدك أن تعلم أنها بخير و أنها حرة و سعيدة و أنها لن تدع أحدا يمسك بها مرة أخرى
    Eğer alternatif bir yol varsa masum bir insanın acı çekmesine izin vermeyeceğini biliyorum. Open Subtitles وأنا أعلم أنك لن تدع شخص بريء يعاني إذا كان هناك بديل
    Michael'ın seni de oyuna getirmesine izin vermeyeceğini umuyordum. Open Subtitles وأنا اظن أنك لن تدع مايكل يتذاكى عليك
    Ama CDC'nin hastayı yerinden oynatmamıza izin vermeyeceğini hissediyorum. Open Subtitles ولديّ إحساس أنّ فرقة مكافحة الأمراض لن تسمح لنا بنقل المريض
    İşiminin, istediğim şeyleri almama izin vermeyeceğini anladım. Open Subtitles لن تسمح ليّ بفعل الأشياء التي أردتُ فعلها
    ABD hükümetinin buna izin vermeyeceğini düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أن حكومة الولايات المتحدة لن تسمح لهذا قط أن يحدث
    Tabii, ırkçı mağazada sadece ırkçı şarkılar satarsam, halkın orada kalmama izin vermeyeceğini biliyordum. TED لكنني عرفت بأنني لو كنت مجرد متجر عنصري يبيع الموسيقى العنصرية المجتمع لن يسمح لي أن أكون هناك.
    izin vermeyeceğini tahmin ediyordu. Open Subtitles انه حتما يعرف بان اللورد جامبررلين لن يسمح ذلك ابدا مسرحية بشخصيات من كتاب التوراة ؟
    Gururunun buna izin vermeyeceğini biliyorum. Open Subtitles أعلم أن كبريائكِ لن يسمح لكِ بذلك.
    Tobias ve ailenin geri kalanının gitmene izin vermeyeceğini biliyorum Güzelim. Open Subtitles أنا أعرف توبايس وبقية أفراد الأسرة الذين لم يسمحوا لك أبداً بالمغادره يانور الشمس
    Sadece senin ölmene izin vermeyeceğini demek istemiştim. Open Subtitles أقصد أنه لن يدعك تموت
    Sadece Annie'nin, onu dibe çekmene izin vermeyeceğini söylediğini duydum, o kadar. Open Subtitles لا شئ الأمر فقط أنى سمعت انى تقول أنها لن تتركك تجريها معكِ لأسفل
    Adanın, tek başına gelmene izin vermeyeceğini söylemek için buradayım. Open Subtitles أنا هنا لأخبرك أن الجزيرة لن تدعك تذهب لوحدك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد