Evet, büyükbabam asla izin vermezdi. Çok tehlikeli olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | نعم، جدي ماكان يسمح لنا ابداً قال أنه خطر جدا |
O zamanlar diğer ülkeler halkın yönetimde söz hakkının olmasına izin vermezdi. | TED | لم يكن هناك بلد آخر في ذلك الوقت يسمح للشعب بإبداء رأيه في أمور الحكومة. |
Eğer söyleseydim gelmeme izin vermezdi. O zaman buraya gelemezsin demektir. | Open Subtitles | إذا أخبرتها فلن تسمح لي بالقدوم هذا بسيط، لن تستطيع القدوم |
Fazlası için bir potansiyel olsaydı bile, ve var olduğunu söylemiyorum, askeri konumlarımız ve işimizin doğası buna izin vermezdi. | Open Subtitles | حتى لو لم يكن لديه إمكانية الشيء ولا أقول بأنه ليس كذلك طبيعة جيشنا وعملنا لا تسمح له |
Uyurken ona dokunmama izin vermezdi, kural böyleydi. | Open Subtitles | لم يدعني أبداً ألمسّه عندما ينام، كانت تلك قاعدة. |
Benim tanıdığım adam kendi kıçını kurtarmak için 37 kişinin ölmesine izin vermezdi. | Open Subtitles | الرجل الذي اعرفه لم يكن ليسمح بأن يموت 37 شخصاً في سبيل تغطية مؤخرته. |
Annem babama aşıktı, buna asla izin vermezdi. | Open Subtitles | لقد أحبت أمي أبي و لم تكن لتسمح بهذا أبدا |
Ne kadar yalvarırsan yalvar, ne almana izin vermezdi? | Open Subtitles | ما الشيء الذي لم يسمح لك بأن تمتلكه أبدًا طوال كل الفترات التي ترجيته فيها ؟ |
Bir de bilardo masası olan bir salon vardı ama babam oraya girmeme izin vermezdi. | Open Subtitles | لقد كان هناك حجرة بها ترابيزة بلياردو ولكن أبي لم يسمح لنا بالذهاب هناك |
Bilirsin, içki içmezdi, sigara içmezdi, emniyet kemerlerimizi takmadan arabayı çalıştırmama bile izin vermezdi. | Open Subtitles | ولا يدخّن، ماكان يسمح لي بتشغيل السيارة حتّى نربط نحن الاثنين حزام الأمان |
Annem asla metroda dolaşmama izin vermezdi. | Open Subtitles | لا تسمح امي لي بركوب مترو الانفاق ، مع ذلك |
Arkadaş edinmeme izin vermezdi ve sosyal biriyimdir. | Open Subtitles | لم تكن تسمح لي بإكتساب أصدقاء وأنا شخص يخدم الآخرين |
Benim ya da kimsenin bunu engellemesine izin vermezdi. | Open Subtitles | لو تكن تسمح لي أو أيّ شخص آخر في التدخّل بذلك الطريق |
Onu üste ziyaret etmeme, hatta oradan aramama bile izin vermezdi. | Open Subtitles | لم يكن يدعني حتى أزوره في القاعدة أو حتى أتصل به هناك |
Çocukken babamın atış yapmasını izlerdim ama... tüfeğine dokunmama hiç izin vermezdi. | Open Subtitles | كنتمتعودةعلىمراقبةأبيو انا صغيرة , و لم يدعني ألمس بندقيته |
Cooke bunun olmasına hiç izin vermezdi zaten. | Open Subtitles | كوك لم يكن ليسمح بذلك أن يحدث بكل الأحوال |
Genelikle çok sıcak, çok havasız veya kötü kokulu olurdu ve babam klimayı açmamıza izin vermezdi. | TED | غالبا ما كانت السيارة مرتفعة الحرارة، أو ممتلئة جدا بالأشياء ، أو بها رائحة ما ولم يكن أبي ليسمح لنا بتشغيل مكيف الهواء. |
Annen, benim sana izin verdiklerimin yarısına bile izin vermezdi. | Open Subtitles | والدتك ما كانت لتسمح لكِ بالقيام بنصف الأشياء التي سمحت أنا لك بها |
Uyuyor. Uyanık olsa yapamazdınız. Size izin vermezdi. | Open Subtitles | لن تستطيع إذا كان مستيقظاً لم يكن سيسمح لك |
Çizgisini hiç unutmaz ve hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin vermezdi. | Open Subtitles | ,لم ينسى جملةً في حياته لم يدع أي شيء يزعجه |
Evde Korece konuşmasına izin vermezdi. | Open Subtitles | لا يدعها تتحدث بالكورية داخل المنزل |
Yoksa Maddox'un onu şampiyonluk maçından çıkarmasına asla izin vermezdi. | Open Subtitles | إن لم يكن كذلك فما كان ليدع (مادوكس) يخرجه من مباراة البطولة |
Daire, sende özel bir şeyler olmasa böyle çıkmana izin vermezdi. | Open Subtitles | فالمكتب الفدرالي لن يدعك ترحل ما لم تكن مميزاً |
Evde olduğu zamanlar izin vermezdi. | Open Subtitles | كان ذلك ممنوعاً إذا كان أبي في المنزل |
Çünkü eğer bir ruhun olsaydı, ruhun buna izin vermezdi. | Open Subtitles | -لأنه إن كان لديك روح، فما كانت لتدعك تفعل هذا |
Annen işinin engel olmasına izin vermezdi diyorum sadece... | Open Subtitles | أنا فقط أقول أن أمك لن تدع أبداً وظيفتها تتدخل |
- O gelmeme asla izin vermezdi. - Ya annen annemi ararsa? | Open Subtitles | لا, لن تدعني أذهب وهي تعرف أنّك مجنونة بي تماماً |
Elia süt annelerin onlara dokunmasina izin vermezdi. | Open Subtitles | ولم تترك الممرضة تقترب منهم ... |