jüri heyeti, arkadaşların birbirini saklamaya çalışmasına bayılır. | Open Subtitles | أجل، هيئة المُحلفين يُحبّون أن يضع الأصدقاء أعذار غياب لأصدقائهم. |
Hatta jüri heyeti senin bu işle olan ilgini soruşturmak için toplanmıştı. | Open Subtitles | في الواقع، هيئة المُحلفين الكُبرى قد عُقدت للتحقيق في تورّطك. |
Gizli bir jüri heyeti için celpleri teslim ediyormuş. | Open Subtitles | كان يقوم بتوصيل مُذكرات الإستدعاء للمحكمة إلى رجل كبير سرى فى هيئة المُحلفين |
Bence, jüri heyeti İkinci Dünya Savaşı meraklısı ile bir katil arasındaki farkı anlayacak kadar akıllıdır. | Open Subtitles | اعتقد ان لجنة المحلفين ذكية بما فيه الكفاية لتميز بين رجل بسترة عسكرية من الحرب العالمية الثانية وبين قاتل. |
Bütün jüri heyeti ile oynamadığı sürece, kanıtlara güvenebiliriz diyorum. | Open Subtitles | الا ان كان يلعب مع لجنة المحلفين جميعهم |
Davalı, dengi olan bir jüri heyeti önünde kamu yargılaması hakkına sahip bir sivildir. | Open Subtitles | المدعى عليه مدني يحق لها محاكمة عامة أمام هيئة محلفين من أمثالها. |
Waits'le ilgili şu jüri heyeti olayı da ne? | Open Subtitles | إذن ، ما هذا الهراء بشأن هيئة المُحلفين وويتس |
Sen videoyu gizli tutarsan, üç parçalı takımın sana kalan parçasını getirirsen ben seçimi kazanırım, jüri heyeti ortadan kalkar sen de yeni emniyet müdürü olursun. | Open Subtitles | فلتُبقى الفيديو بعيداً عن الأضواء وتقوم بإكمال جزءك من إتفاقنا الثلاثى أفوز بالإنتخابات ، وسيختفى أمر هيئة المُحلفين |
Hâlâ savcı olurum, jüri heyeti de hâlâ avucumda olur. | Open Subtitles | سأظل النائب العام للمُقاطعة ومازلت أمتلك هيئة المُحلفين |
jüri heyeti, davacı ne duymalarını istiyorsa onu duyar. | Open Subtitles | هيئة المُحلفين الكبرى تسمع فقط ما يُريد المُدعى العام سماعه |
Savcının Waits davasıyla ilgili kanıtları sunmak üzere bir jüri heyeti oluşturduğunu haber vereyim dedim. | Open Subtitles | لقد أردت منك أن تعلم أن نيابة المقاطعة تستدعى أحد قضاة هيئة المُحلفين للإستماع إلى الأدلة فى قضية ويتس |
- jüri heyeti soruşturması düşünce Volker'ın avukatları tüm delilleri almış ve Jones'un yeminli ifadesi de dahil davaya ait tüm mahkeme evrakları mühürlenmiş. | Open Subtitles | عندما أسقط تحقيق هيئة المُحلفين الكُبرى، قام مُحامو (فولكر) بختم كلّ الأدلة ووثائق المحكمة من القضيّة، بما في ذلك شهادة (جونز). |
jüri heyeti, bölge savcısıyla birlikte tanınmış suç patronu | Open Subtitles | وافقت هيئة محلفين الكبرى, مع مكتب المدعي العام في المقاطعة |
Bir yargıç atamışlar, jüri heyeti seçmişler. Kimse başladığını bilmeden tamamlanmış. | Open Subtitles | عيّنوا قاضياً وجمعوا هيئة محلفين انتهى الأمر قبل أن يعرف أحد بشأنه |