Mitchell'ın, terörist olduğu iddia edilen Ali Mahmud Jahar'ın öldürülmesi olayına karıştığına sanılıyor. Mitchell'ın suç ortağı ise hâlâ yakalanamadı. Polis olay yerinde bulunan herkesin... | Open Subtitles | القتيل كان قد قتل الارهابي "علي محمود جوهر " |
Scotland Yard, bu sabah, Ali Jahar suikastı ve Baş müfettiş Andrew Windsor'ın öldürülmesi olaylarına adı karışan şüphelinin bir fotoğrafını yayınladı. | Open Subtitles | هذا الصباح حصلت الشرطة الانجليزية علي تلك الصورة للرجل الذي له علاقة "بمقتل "علي جوهر |
Jahar'ı öldürmemi isteyen de sorumlu amirimdi. | Open Subtitles | "مهمتي كانت قتل "جوهر |
Tekrarlıyorum, FBI şüphelilerin Tamerlan ve Jahar Tsarnaev kardeşler olduğunu duyurdu. | Open Subtitles | مجدداً , أعلن مكتب التحقيقات الفدرالي بأن المشتبهين بهم هم الأخوة (تاميرلان) و (جاهار زرنايف) |
Tamerlan ve Jahar Tsarnaev dışında şüpheli yok. | Open Subtitles | أنه لا يوجد هنالك أي مشتبه به سوى (تاميرلان) و (جاهار زرنايف) |
Jahar Tsarnaev, Watertown'da bir evin arka bahçesindeki karavanın içindeki kayıkta saklanıyor. | Open Subtitles | (جاهار تسارنيف) مختبئ في قارب في عربة مقطورة في الحديقة الخلفية لأحد البيوت في (وترتاون) |
Bu arada ise Jahar hala hastanede ve celp için hiçbir tarih belirlenmedi. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، لازال (جاهار) في المستشفى -ولم يتم تحديد موعد للمحاكمة . |
Jahar çekebildiğin kadar para çek? - Garip görünüyorum ya. | Open Subtitles | جاهار)، احصل على أكبر قدر ممكن) من المال، حسنًا؟ |
- Hey Jahar nerede? - Ne bileyim. | Open Subtitles | ياصاح، أين (جاهار)؟ |
İşte bu, Jahar. İşte bu. | Open Subtitles | هذا هو المطلوب (جاهار). |
Jahar, bu arabayı kullanmayacaksın. | Open Subtitles | جاهار). |