Ona baksana, küçük aptal köpeğiyle oturuyor. | Open Subtitles | انظري إليه، جالس هناك مع كلبه الصغير الغبي |
Ama o kadar da kötü değil, çünkü onu köpeğiyle gördüm ve o... | Open Subtitles | لكنه ليس أمرا سيئا, لقد رأيته مع كلبه, وهو يحب.. |
Cameron internetten araştırma yaptı ve Keener'ın köpeğiyle seyahat ettiğini buldu. | Open Subtitles | أنه كان مسافراً مع كلبه نحن نتعامل مع جرثومة طفيلية ألديك أي فكرة عن مكانه؟ |
Şurada, süslü köpeğiyle oturup yengeç mücverini yiyen zengin kadının aksine. | Open Subtitles | ليس كتلك السيده الثريه جالسة هناك مع كلبها الثمين تتناول كعكة لذيذه |
Mesela 4-D'deki adam köpeğiyle evlenmeye çalışıyor. | Open Subtitles | الرجل الذي في الطابق الرابع حاول الزواج من كلبته. |
Yeni köpeğiyle top oynuyor. | Open Subtitles | يلعب مع جروه الجديد. |
Pes edin. Adamın köpeğiyle gurur duymaya sonuna kadar hakkı var. | Open Subtitles | دعك من هذا , للمرء الحق في الفخر بكلبه |
Boya silahıyla vuruldum, tekne motoru oldum ve köpeğiyle yarışıp it gibi koştum. | Open Subtitles | لا، ليست ممتعة راندي أطلق علي طابات الطلاء استخدمني كمحرّك لقاربه وأجبرني على التسابق وكلبه وأنا أدبّ |
Cameron internetten araştırma yaptı ve Keener'ın köpeğiyle seyahat ettiğini buldu. | Open Subtitles | كاميرون بحثت على الانترنت واكتشفت أنه كان مسافراً مع كلبه نحن نتعامل مع جرثومة طفيلية |
Steven Fap köpeğiyle gezinirken ağaçların üstünden düşen kafayı farketti. | Open Subtitles | ستيفن فاد الذي عثر على رأس ذلك الرجل الآسيوي قال : بأن الرأس سقط على كلبه من فوق شجرة |
Ama eğer o adam dışardaki olsa neden köpeğiyle dolaşan adamı öldürdü? | Open Subtitles | إذا كان الأمر كذلك لمَ قتلَ شخصاً يتمشّى مع كلبه. |
O tatildeyken, beni köpeğiyle birlikte kulübede yatmaya zorladı. | Open Subtitles | جعلني أنام في بيت كلبٍ مع كلبه عندما ذهب لقضاء إجازة. |
Bu zavallı adamı onun kanguru köpeğiyle birlikte kimsesizler mezarlığına götürün. | Open Subtitles | خذوا هذا المسكين للمقبرة الجماعية. مع كلبه. |
köpeğiyle dışarıda olduğunda kimse onun avını gözetlediğini fark etmez. | Open Subtitles | و إن كان طليقا مع كلبه فذلك سيتيح له أن يترصد ضحيته بدون شبهات |
#Gördüğümde köpeğiyle oynayan adamı parkta# | Open Subtitles | ♪ عندما أرى رجلا تقشعر لها الأبدان مع كلبه في حديقة ♪ |
Ayrıca bana köpeğiyle ilgili hikâye, ünlü dedikodusu veya İsviçre Alp'lerindeki tatilinin nasıl geçtiğini anlatmadı. | Open Subtitles | و علاوة على ذلك أنها لم تستطيع أن تمتعني بقصص كلبها أو حكايا المشاهير |
Hayır, köpeğiyle gitti. Ben kovmadım. | Open Subtitles | لا، هي و كلبها رحلبوا ليس ذنبي |
köpeğiyle ilgilenen... | Open Subtitles | يرعى كلبها يعمل في البيت الأبيض |
Bir dahaki sefere Koothrappali ve köpeğiyle yarışalım derim. | Open Subtitles | أتعلمين، أظن أن علينا أن نجابه كوثرابالي و كلبته. |
Sana Raj'ın söylediğini duyduğum sözlerini söyleyeceğim sen de sevgilisiyle mi yoksa köpeğiyle mi konuştuğunu tahmin edeceksin. | Open Subtitles | أقوم بإعطائك جمل سمعت (راج) يقولها، و أنت عليك أن تخمن إن كان يُحدث صديقته أو كلبته. |
Peder Newlin'i yeni aldığını duyduğumuz köpeğiyle birlikte kapağımıza taşımak isteriz. | Open Subtitles | لقد كنا نأمل في وضع صورة القس (نيولن) على الغلاف، بصحبة جروه الجديد الذي سمعنا أنه قد حصل عليه. |
- Evet, anlaşılan sadece köpeğiyle birlikte biraz kestirmek istemiş. | Open Subtitles | - نعم، على ما يبدو هو كان وحيد أخذ الغفوة بكلبه. |
Çocukları ve köpeğiyle şişman bir adam | Open Subtitles | رجل سمين مع اطفاله وكلبه |