Şimdiye kadar anlaşılmıştır ki bu kitap çok kötü bir durumda. | TED | ينبغي أن أذكّركم بأنّه الآن في حالة سيئة. |
Cidden, eğer ortada Çoğalıcılar ve galaksideki her bir insanı yoketme planları olmasaydı, muhtemelen şu an çok kötü bir durumda olurdum. | Open Subtitles | بجدية, لو لم يحدث للمضاعفين وخطتهمِ للقضاء على كل انسان في المجرة, سأكون في حالة سيئة جدا في الوقت الحالي. |
Ben de, bu insanların bana e-posta göndermelerinin ve bu kadar kötü bir durumda olmalarının nedeni bu diye düşündüm. | TED | ففكرت : لهذا هؤلاء الناس يراسلونني ، و لهذا هم في حالة سيئة كهذه . |
Şişeyi evde bitirirsin. Beth birden yığılmış. kötü bir durumda. | Open Subtitles | لننهِ هذا ولتعُد للمنزل فأن (بيث) في إنتكاسة إنها في حالة من السكون |
Şişeyi evde bitirirsin. Beth birden yığılmış. kötü bir durumda. | Open Subtitles | لننهِ هذا ولتعُد للمنزل فأن (بيث) في إنتكاسة إنها في حالة من السكون |
Krrish, karım çok kötü bir durumda! | Open Subtitles | زوجتي حالتها سيئة. |
Hayli kötü bir durumda Peter. | Open Subtitles | (حالتها سيئة جداً (بيتر |
Sen hep doğru şeyi yapmaya çalışıyorsun kötü bir durumda. | Open Subtitles | كنت دائما تحاول أن تفعل الشيء الصحيح ... ... في حالة سيئة. |
Bazen o kadar uzun süre kötü bir durumda kalırsın ki hiç çıkamayacakmışsın gibi gelir. | Open Subtitles | انتي تبقيىن في حالة سيئة لفترة طويلة تشعرين بانكي لا تستطيعين الخروج نعم . |
kötü bir durumda olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه في حالة سيئة |
- kötü bir durumda. | Open Subtitles | إنها في حالة سيئة |
Bu kız kötü bir durumda. | Open Subtitles | تلك الفتاة في حالة سيئة |
Çok kötü bir durumda. | Open Subtitles | أصبح في حالة سيئة. |
İnanın buraya çok kötü bir durumda geldi. | Open Subtitles | لقد وصل إلى هنا في حالة سيئة |
- Başkan epey kötü bir durumda. | Open Subtitles | الرئيس في حالة سيئة |