Şimdi bu çalışmadaki kötü haberlere tepki veren bölgeyi etkiliyoruz ve iyimserlik eğilimi daha da arttı. | TED | و الآن نتدّخل في المنطقة التي وجدنا بأنها تلتقط الأخبار السيئة في هذه المَهمة، فارتفع مقدار الميل للتفاؤل أكثر. |
Gezegende neler olduğuna dair size ardı ardına iyi haberler verebilirim nelerin daha iyi olduğuna dair, fakat biz ani kötü haberlere konsantre olma eğilimindeyiz. | TED | فبإمكاني إعطاؤكم القصة الجيدة تلو الأخرى حول ما أصبح أفضل في كوكبنا، ولكننا نميل للتركيز على الأخبار السيئة الفورية. |
Şimdi kötü haberlere gelelim. | Open Subtitles | والآن إليكم الأخبار السيئة! |