kötü insanlar olduğumuzu söyleme eğiliminde. Aileme bile bakıyorum. | TED | ويقول أننا أشخاص سيئون أنا أنظر حتى إلى أسرتي |
Kötü düğme diye bir şey yok, kötü insanlar var. | TED | لا يوجد أزرار سيئة لكن يوجد أناس أشرار. |
Fakat insanlara yaşama karşı ölümü tercih ettirirsen kötü insanlar hayatta kalmayı seçeceklerdir. | Open Subtitles | لكن عند الاختيار بين الحياة و الموت سيختار الأشرار الحياة |
Hepsi kötü insanlar olmalıydılar. | Open Subtitles | كان يجب أن يكونوا جميعاً أشراراً |
Kötü şeyler yapan kötü insanlar, hayatta kalmanı ve buradan çıkmanı istiyorlar. | Open Subtitles | بعض الناس السيئين ، الذين قاموا بأفعال بمنتهى السوء ، يريدونك أن تخرج من هذا السجن حياً |
Biliyorsun, sadece kötü şeyler yapıyor olmaları kötü insanlar oldukları anlamına gelmez. | Open Subtitles | , كما تعلم , ليس لأن الناس يقومون باعمال سيئة يعني ذلك انهم أناس سيئون |
Onlar kötü insanlar. Tabii ki ölmeleri gerekiyordu. | Open Subtitles | انهم اشخاص سيئون بالطبع لهذا كان يجب ان يموتوا |
Sakın unutma, Bart. Mahkumlar, havalı insanlar değil. Onlar kötü insanlar. | Open Subtitles | تذكّر أن المجرمين ليسوا رائعين، إنهم أشخاص سيئون. |
Kötü doktorlar ya da kötü insanlar olduğunuzu söylemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول إنكم أطباء سيئون أو أشخاص سيئون |
İyi insanlar var, bir de kötü insanlar. | Open Subtitles | هناك أشخاص جيّدون، إتفقنا؟ وهناك أشخاص سيئون. |
Onlar kötü insanlar değiller ki. | Open Subtitles | حسناً , لم يكونوا أناس أشرار , أتعلمين ذلك؟ |
Bazı kötü insanlar için çalışıyorum. İnsan kaynakları departmanı varmış gibi durmuyorlardı. | Open Subtitles | ،أعمل لحساب أناس أشرار بدون مصلحة للموارد البشرية |
Dışarıda kötü insanlar olduğunu ve bu yaptığının aptalca ve tehlikeli olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | وأخبرتها أن ثمّة أناس أشرار بالخارج، وأن سلوكها هذا أرعن وخطر. |
Sadece kötü insanları öldürmesine ve bizimde kötü insanlar olmamamıza rağmen... biz mutlu olmak için doğru olanı seçmeliyiz. | Open Subtitles | نعم ، و بالرغم من أنني مع قتل الأشرار ، الا أننا لسنا أشرارا لنا الحق بأن نكون سعداء معا |
Bazı kötü insanlar istediklerini almak için iyi adamı oynarlar. | Open Subtitles | يتظاهر بعض الأشخاص الأشرار باللطف كي يحصلوا على مرادهم |
Onlar langırtta iyi olan kötü insanlar değil. | Open Subtitles | ليسوا أشراراً يجيدون كرة الطاولة |
Hayır. Demek istediğim insanlar iyi değildir. Fakat kötü insanlar. | Open Subtitles | لا, لا أقصد الناس الجيدين الذين كانوا سيئين أقصد الناس السيئين |
Onlar sadece, sebep oldukları ızdırabı çok iyi bilen fakat umursamayan çok kötü insanlar tarafından akıllarına koyulmuş, çok kötü bir bilgiye dayanarak aldıkları, çok kötü bir kararın düşünülemez sonuçlarıyla yaşıyorlar. | TED | إنهم يعيشون مع عواقب غير متوقعة لقرارات سيئة جداً، مبنية على معلومات خاطئة أقنعهم بها أناس سيئون جداً، أناس يعرفون جيداً البؤس الذي يتسببون به. ولكنهم لا يأبهون بذلك. |
- Hoşlarına mı gidiyor? Yani onlar kötü insanlar ve bu durum hoşlarına gidiyor? Evet! | Open Subtitles | هل انهم فقط اشخاص سيئون ويحبون فعل ذلك؟ |
Arkadaşların aslında kötü insanlar değiller. | Open Subtitles | رفاقك... ليسوا أشخاصا سيئين... |
kötü insanlar çirkin, iyi insanlar ise güzel olmalıdır. | Open Subtitles | الناس السيئون يجب ان يكونوا قبيحين بينما الناس الطيبين جميلين |
Fakat bu bizi kötü insanlar yapmaz. | Open Subtitles | لكن هذا لا يجعلنا اشخاص سيئين. |
kötü insanlar. İnsanların kötü olabileceklerini hatırladın mı? | Open Subtitles | الأشخاص السيئون هل نسيت ان هناك أشخاص سيئيين |
Tabii ki, dünyada hala iğrenç suçlar işleyen, kötü insanlar var. | Open Subtitles | بالطبع ما زال هناك الكثير من الأشخاص السيئين في هذا العالم الذين يقومون بجرائم شنيعة |
Bu dünyada her zaman kötü insanlar da olacak; | Open Subtitles | سيكون هناك دائماً أناس سيئين في هذا العالم |
Ve çoğu zaman kötü insanlar için çalışıyorum ama, bazen kötülükleri araştırmıyorum, bazen iyi şeyler de araştırıyorum. | Open Subtitles | ونصف وقتي، أعمل لدى أشخاصاً سيئين ...لكن ببعض الأوقات لا أنقب عن الأشياء السيئة |
Bütün suçların kötü insanlar tarafından yapılmadığına inanıyorum. | Open Subtitles | أؤمن أن ليست كل الجرائم قد أُرتكبت بواسطة إناس سيئين |