"kötüdür" - ترجمة من تركي إلى عربي

• سيئة
• سيء
• أسوأ
• شريرة
• سئ
• أسوء
• شرير
• أشرار
• سيّء
• سيئين
• سيئُ
• سيئون
• اسوأ
• شر
• خطرة

- Not için yakınmak kötüdür... - Daha yüksek dedim.
التوسل من أجل الدرجات صفة سيئة لقد قلتُ ارفعي صوتك

Kötü haber iyi haberdir, ve iyi haber iş için kötüdür.
الأخبار السيئة ، أخبار جيدة والأخبار الجيدة هي سيئة في العمل

Bazen bu kötüdür maymunlardan insanlara mutasyona uğrayan bir virüs gibi.
في بعض الأحيان هو سيء كتحور الفيروس من القرود إلى الإنسان

Dediğimiz gibi, bu sağlığınız için büyük ölçüde zararlıdır, etkilediği kişiler için kötüdür, ve eğer bir canlı bomba iseniz doğrusu bu da iyi değildir.
وكما قلنا، الإرهاب له تأثير سيء جداً على الصحة، سيء على من يتأذى منه، وهو كذلك سيء عليك إن كنت مفجراً انتحارياً.

Koltuk altına sıcak haşlanmış yumurta koymak da bacağının tekmelenmesinden kötüdür.
ووضع بيضة مغلية ساخنة تحت أبطك أسوأ من ان تٌركل ساقك

Örneğin teniste, her puan sizin için iyi diğer taraflar için kötüdür veya diğerleri için iyi, sizin için kötüdür.
حسنا. لذلك ، في التنس، كل نقطة جيدة بالنسبة لك هي سيئة للشخص الآخر، أو جيدة بالنسبة لهم، وسيئة بالنسبة لك.

Ajan Mulder. Sen ve ben, ikimizde biliyoruz ki eğer durum kötü görünüyorsa FBI için de kötüdür.
كلانا يعرف بأن الامور تبدو سيئة حول مكتب التحقيقات الفدرالي

Marihuana kötüdür. Ve hatta apayrı bir kokusu vardır. Taammmam?
المرجوانا سيئة ولها أيضاً رائحة مميزة، مفهوم؟

Vayy süper... Ben de "Bris" istiyorum. ...ve bu nedenle alkol kötüdür.
ــ رائع، أنا أريد أن أقيم ختاناً ــ ولهذا الكحول سيئة

Belirsizlik çok kötü bir şeydir. Evrimsel olarak kötüdür. Eğer onun yırtıcı bir hayvan olup olmadığından emin değilseniz, çok geç.
الآن، الشك شيء سيء للغاية. إنه من الناحية التطورية هو أمر سيئ. إذا كنت غير متأكد أن ذلك مفترس، سيكون الأمر متأخرا جدا.

Ancak yozlaşmayla savaşmak, yozlaşma kötüdür demek kadar kolay değil.
لكن محاربة الفساد ليس بسهولة قول أنه سيء.

Bu tavşanlar için kötüdür. İnsanar için iyi değildir.
هذا أمر سيء للأرانب فما بالك لو كان للبشر

Sakinlik insanlık için iyi olabilir ama iş için kötüdür.
الهدوء ممكن أن يكون جيداً للبشرية ولكن سيء للعمل

Eğer bizim bu problemleri fark edip çözmemizi engelliyorsa, o zaman bu gerçekten de çok kötüdür.
وإن منعتنا من ملاحظة وحل تلك المشاكل، فإن ذلك أسوأ.

Açlığın darbesi bir boynuzlu boğanın darbesinden daha kötüdür.
بأن إصابة المرء بالجوع ، أسوأ من إصابتة بقرني الثور

Kafeste, adamım, bir polis...bebek tecavüzcüsünden daha kötüdür.
في السجن الشرطي هو أسوأ من معتد على الأطفال

Ama bazıları, o kadar kötüdür ki mahkum edilmeyi gerektirir..
, ولكن بعض الأفعال شريرة جداً يتطلّبون إدانتنا فقط

Haydi, tadı oldukça kötüdür. Sana içecek bir şey getireyim.
هيا، لا بد أن مذاق فمك سئ سأحضر لكِ صودا

Bir şeyi yapmak korkutucu olabilir ama bazen yapmamak daha kötüdür.
يمكن أن يكون التصرف مخيفاً، ولكن أحيانا عدم التصرف يكون أسوء.

Promisin kötüdür. Promisin'i kullanan insanlar kötüdür.
البروميسين شرير الناس الذين إستخدموه أشرار

Belki biz insanların özü kötüdür.
رُبَما نَكونُ نَحنُ الجِنس البَشَري أشرار بطَبيعَتِنا

Benden sana demesi. Ayrı yaşamak çok kötüdür. Ama ölüm daha da kötü.
خذيها منّي حكمة، الفراق سيّء لكن الموت أسوأ

Kullanırsanız kötüsünüzdür. Çünkü uyuşturucular kötüdür, tammmam? Uyuşturucu kullanmak kötü bir şeydir.
إذا تعاطيتموها تصبحون سيئين لأنّ المخدرات سيئة، مفهوم؟

Adamım, oradan çıkan o koku öyle kötüdür ki, bazen kendimi dışarı atmak zorunda kalırım.
الرجل، الرائحة التي تَجيءُ خارج هناك، هو سيئُ جداً، أحياناً l يَجِبُ أَنْ يَضعَ نفسي خارج.

Zarar vermek kötüdür. Kötü olmak istemeyiz, değil mi?
الايذاء سيء و نحن لا نريد ان نكون سيئون اليس كذلك ؟

Bir gazeteciyle evlenmemeliydin. Denizcilerden bile kötüdür onlar.
لم يكن عليكي ان تتزوجي صحفي انهم اسوأ من البحارين

Çocuklara cehenneme gideceklerini söylemek kuşkusuz her koşulda kötüdür.
اخبار الاطفال بأنهم سيذهبون للنار تحت أي معيار شر أعني أن هذا مجرد شر

Uyuşturucu kötüdür.
! المخدرات خطرة