Brezilya'da biz hala topraksız köylülerin müthiş bir hareketine sahipiz. | Open Subtitles | في البرازيل كان ولايزال عندنا مجموعة كبيرة من الفلاحين الرحل |
köylülerin arasında yaşamayı seçerlerse, köylüler bizim için çalışacaklar. | Open Subtitles | . ان اختارون الإختباء بين الفلاحين . فسنحصل علي الفلاحين للعمل لنا |
Ve bunlar kalkıp, köylülerin izlerini takip etmişler, ve köylüleri bulup onları geçmişler. | TED | وغادر هؤلاء الرجال، متتبعين آثار أقدام القرويين حتى عثروا عليهم وتخطوهم |
Bu da köylülerin hayatlarının sürekli kesişmesi demek. | TED | هذا يعني أن حياة القرويين تتقاطع باستمرار. |
Bu hikâye, orta Avrupa'daki köylülerin ormanları ve otlakları nasıl yönettiğini anlatıyor. | TED | وهكذا استطاع القرويون في العصور الوسطى في أوروبا من إدارة المراعي والغابات. |
Neden sessizsin? köylülerin önünde, annenin karşısında da susmuştun. | Open Subtitles | أنت كنت هادئ عندما قابلت أمّا حتى أمام القرويّين |
köylülerin söylediklerine kulak asmamış. Çocukları, ülkelerini bir gün gururlandırsın diye. | Open Subtitles | تقبّلا كل مضايقات أهل القرية أملًا برفع رأس هذا البلد يومًا |
köylülerin hikayeleri... sarmısakla... haçlarla... kalbe saplanan kazıklarla ilgili batıl inançlar. | Open Subtitles | الفلاحون فقط كانوا يروجون خرافات عن الثوم الصلبان |
Tek istediğim bu köylülerin hayatına karşılık General Yangın verilmesi | Open Subtitles | كل ما اريده هو تحرير الجنرال يانج مقابل حياة هؤلاء الفلاحين |
Şey, neden sen köylülerin kahramanı olup nasıl yapılıyormuş göstermiyorsun? | Open Subtitles | حسناً ، لماذا لا تكون انت بطل الفلاحين و ترينى كيف سيكون هذا ؟ |
Sırf yoksullar diye, köylülerin daha ahlaklı olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقد لأن الفلاحين هم الفقراء ، أنهم أفضل من الناحية الأخلاقية. |
O, savaşan köylülerin ve çiftçilerin hareketidir. | Open Subtitles | انها حركة الفلاحين والمزارعين الذين يقاتلون |
köylülerin kaçma ya da savaşma seçeneği vardı. Görünüşe göre kaçmışlar. | Open Subtitles | القرويين هنا خُيروا بين القتال والفرار ويبدو انهم اختاروا الفرار |
Arınma ayini yapmaya giden bu köylülerin peşinden gittiğim bu tepe gibi bir tepede. | Open Subtitles | تل كذلك الذي تبعت فيه بعض القرويين في طريقهم لطقس التطهير |
Öyleyse, o adamı öldürerek, geri kalan köylülerin hayatlarını kurtarmış oldun, öyle mi? | Open Subtitles | اذا بقتلك ذلك الرجلِ أنقذت حياة بقية القرويين |
...kraliçe, büyülerini ele geçirmek için köylülerin atalarını öldürdü. | Open Subtitles | عذبت الملكة و قتلت كل أسلاف القرويين لتسيطر على تعاويذهم |
köylülerin sabrı taşmıştı. Bir planla geldiler. | Open Subtitles | القرويون اكتفوا بما فعل لذا اتوا بخطه محكمة |
Yani şu köylülerin savaşmak istememelerini anlayamıyorum. | Open Subtitles | تعلم, لايمكننى تخيل هؤلاء القرويون وانهم لايريدون القتال |
Akşam olmuş ve avcı çalılıktan bakıyormuş arkasında köylülerin keçilerini korumak için kulübeye sakladıklarını görmemiş. | Open Subtitles | حلّ الليل، وحين نظر الصياد إلى الغابة لم يتنبه أن وراءه، كان قد جمع القرويون أغنامهم في أكواخهم لحمايتها |
Anne babalarının tek seçeneği köylülerin besi hayvanlarını almak. | Open Subtitles | اختيار الآباء الوحيد هو أن يصيدو ماشية القرويّين. |
Kim kazanırsa kazansın... bu topraklar ebediyen köylülerin olacak. | Open Subtitles | بغض النظر عن النتيجة ملكية الأرض توزع على أهل القرية للأبد |
köylülerin hikayeleri... sarmısakla... haçlarla... kalbe saplanan kazıklarla ilgili batıl inançlar. | Open Subtitles | الفلاحون فقط كانوا يروجون خرافات عن الثوم الصلبان |
Meraklı köylülerin duvar önünde toplanmaları doğal bir davranıştı. | Open Subtitles | كان ذلك ليصبح طبيعيا و كان سكان القرية الفضوليين ليتجمعوا أمام الحائط |
Ve bizim doğru söylediğimizi, köylülerin de yalan söylediklerini kanıtlayalım. | Open Subtitles | ويثبت بأنّنا كنّا محقّون وبأنّ القرويّون كذبوا جئنا إترك الأطفال |
Bu program tüm köylülerin beyinsiz olduğunu kafamıza sokmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هذا البرنامج يخلد الفكرة السائدة أن كل الريفيين أغبياء |
köylülerin üstüne tavuk kanı dökmek için kapıma geldin. | Open Subtitles | طرقتي بابي لأنكِ تريدين طليّ وجوه القروين بدم الدجاج؟ |