Çalışma masamın üzerine koymak için küçük bir parça alacağım. | Open Subtitles | أريد أن آخذ قطعة صغيرة لأضعها على مكتبي في العمل |
Şimdi küçük bir parça hamur alıp top haline getiriyoruz. | Open Subtitles | .. تأخذين قطعة صغيرة من العجين وتلفيها حتى تصبح كرة |
Buradaki olay şu, eğer ölmüş ya da zedelenmiş bir organ varsa o organın dokusundan, bir posta pulunun yarısından biraz küçük bir parça alırız. | TED | إذاً فالمبدأ هنا هو: إذا كان لديك بالفعل عضو ميت أو معطوب، سنأخذ قطعة صغيرة جداً من هذا النسيج، أقل من نصف حجم طابع البريد. |
Artkafa kemiğinde çok küçük bir parça eksik. Oraya bir darbe gelmiş olmalı. | Open Subtitles | هناك جزء صغير مفقود على العظم القذالي، لابد أنّ شيئاً ما ضربه هناك. |
Öncelikle, teleskoplarımızın sınırlarındaki 100 milyar galaksi muhtemelen bütün içindeki çok küçük bir parça. | TED | أوّلا، ال100 مليار مجرة التي يمكننا رصدها بالتلسكوبات ليست على الأرجح سوى جزء صغير من الكلّ. |
Alaşımlı iskeletinin altına ondan küçük bir parça dahi olsa karışmış olma ihtimali varsa bunu öğrenmeliyim. | Open Subtitles | وإن كانت هناك ولو فرصة طفيفة أن جزءاً صغيراً منها متشابك في هيكلك المعدني، لا بد أن أعرف |
Bir kaç dakika sonra, odanın bir köşesine gidiyor ve küçük bir parça şeker buluyor, bir M&M. | TED | حسنا, بعد بضع دقائق, تذهب هي إلى ركن في الغرفة, وتجد قطعة صغيرة من الحلوى, حلوى إم آند إم. |
Aynı strateji, mesaneden çok küçük bir parça alıyoruz, posta pulunun yarısı kadar. | TED | و بنفس الاستراتيجية السابقة نأخذ قطعة صغيرة جدا من المثانه اصغر من نصف حجم طابع بريد |
Bir parça çiklet yutmuşsun gibi düşün. küçük bir parça, mini minnacık. | Open Subtitles | فكر بهذا كأنك إبتلعت قطعة علكة قطعة صغيرة جداً |
Daha sonra cerrah, bir kılavuz teli kalbine itecek ve bu tel yardımıyla tümörden küçük bir parça koparacak ve bu sayede onu inceleyebileceğiz. | Open Subtitles | ثم يدخل جراح سلك استرشادي و يسير به إلى قلبك حيث يأخذ قطعة صغيرة من ذلك الورم كي ننظر إليه تحت المجهر |
Daha sonra cerrah, bir kılavuz teli kalbine itecek ve bu tel yardımıyla tümörden küçük bir parça koparacak ve bu sayede onu inceleyebileceğiz. | Open Subtitles | ثم يدخل جراح سلك استرشادي و يسير به إلى قلبك حيث يأخذ قطعة صغيرة من ذلك الورم كي ننظر إليه تحت المجهر |
Sorun olduğunu düşündüğün şeyden küçük bir parça. | Open Subtitles | إنها قطعة صغيرة تمثل الشئ الذي تظن به المشكلة |
Sadece gitti işte gökyüzünde küçük bir parça oldu. | Open Subtitles | لقد ماتت فقط قطعة صغيرة من السماء الزرقاء الآن |
O cimri anneniz burada olsaydı küçük bir parça tuvalet kağıdı katlayıp selobantla yapıştırmaya çalışırdı. | Open Subtitles | لو ان امكما الرخيصة كانت هنا لكانت طوت قطعة صغيرة من ورق الحمام والصقته بشريط لاصق |
küçük bir parça benim olacak ama şirket sana ait olacak. | Open Subtitles | وسوف أخذ قطعة صغيرة, ولكن الشركة ستكون ملكك |
Sadece küçük bir parça karaciğer. Tek ihtiyacım bu; ama olmaz! Sağ ol Tanrım! | Open Subtitles | فقط قطعة صغيرة من الكبد ذلك كل ما أحتاجه، لكن لا |
Çok küçük bir parça. Önemli olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | إنها مجرد قطعة صغيرة لم أحسبها ستشكل فارقًا |
Bana güvenmeyi sağlayacak küçük bir parça umut yok mu? | Open Subtitles | أليس هناك جزء صغير منك ما زال يتساءل إن كنت فعلا تستطيعين الثقة بي ؟ |
Belki de sadece küçük bir parça. | Open Subtitles | ربما جزء صغير جداً .رُبّمَا جزء صغير فقط |
İçinde naipliği isteyen küçük bir parça vardı değil mi? | Open Subtitles | كان هناك جزء صغير منكِ طمع بالوصايه,أليس كذلك؟ |
Beyin dokusundan küçük bir parça alacağız. | Open Subtitles | سننزع جزءاً صغيراً من نسيج المخ |