| Danimarka'nın turistik ilgi odağı ise küçük deniz kızı. | TED | بينما معلم الدنمارك الأكبر الجاذب سياحياً هو حورية البحر الصغيرة |
| Ve bu liman banyosunun ortasına da gerçek küçük deniz kızı'nı yerleştireceğiz. | TED | ووسط هذا النوع من مياه حوض استحمام المرفأ سنقوم حقيقة بوضع حورية البحر الصغيرة الحقيقية |
| Orada mercan duvarlar ve istiridye kabuklarından tavanlar arasında bir küçük deniz kızı yaşar." | Open Subtitles | و هناك خلف جدرانه التي من المرجان وسقفه المصنوع من المحار تعيش حورية البحر الصغيرة |
| Hadi gel, küçük deniz kızı, gidip bunu kutlayalım. | Open Subtitles | هيا ، يا حورية البحر الصغيرة هيا نذهب للاحتفال |
| Kasetin üzerine kayıt yapana kadar, küçük deniz kızı'ydı. | Open Subtitles | (حورية البحر الصغيرة)، قبل أن تسجّل شيء مختلف عليه |
| "küçük deniz kızı" temalı. | Open Subtitles | الموضوع كان "حورية البحر الصغيرة" |
| Seni küçük deniz kızı. | Open Subtitles | أيها حورية البحر الصغيرة |
| küçük deniz kızı mı? Hayır. | Open Subtitles | "حورية البحر الصغيرة" |