Bu dondurucu, küçük evde biz de... kışı çıkaramayabiliriz! | Open Subtitles | نحن من قد لا نصمد خلال ! فصل الشتاء في هذا المنزل الصغير المتجمد! |
Pinchley'deki bu küçük evde, aradıklarını bulduklarını düşünüyorlar. | Open Subtitles | و هنا في هذا المنزل الصغير في (بينشلي), يظنون بأنهم وجدوه |
Antonina bakkalın yanında bitişikteki küçük evde oturuyor. | Open Subtitles | إنها تعيش في بيت صغير قريبا من السوق. يمكنكي أن تذهبي وتري بنفسك. |
67 yıl önce tepedeki küçük evde doğduğumda-- | Open Subtitles | منذ 67 سنه ولدت أنا في بيت صغير علي قمة... |
Bu küçük evde mi? Şehir dışında büyük bir ev alırız. | Open Subtitles | في هذا البيت الصغير نحن سوف نشتري قصر كبير |
küçük evde biri ateş ediyor. | Open Subtitles | هناك احد يطلق باتجاه البيت الصغير |
Nicole, Gretna Green'deki küçük evde yaşarken çalıların arasına saklanıp başka adamlarla birlikte oluşunu izlerdi. | Open Subtitles | أتعلم، حينما تكون هي بمنزلهم الصغير "في "غريتنا غرين كان يقوم بالإختباء هناك ويشاهدها وهي تمارسُ الجنس مع رجال آخرين. |
Ekim ayında haftasonu için Austin'e uçup, o küçük evde kalmıştık. | Open Subtitles | سافرنا إلى (أوستن) لقضاء نهاية الأسبوع في أكتوبر، -وأقمنا في ذلك المنزل الصغير |
Evet, onu o küçük evde buldum. | Open Subtitles | أجل، وجدتها بالخارج في بيت صغير. |
küçük evde biri ateş ediyor. | Open Subtitles | هناك احد يطلق باتجاه البيت الصغير |
İşte orada. Şu küçük evde. | Open Subtitles | هناك هذا البيت الصغير. |
O küçük evde. | Open Subtitles | البيت الصغير |
Stanford'ta birlikte yaşadığımız zaman, Kolej Teras'taki küçük evde? | Open Subtitles | بالواقع 3 سنوات "عندما كن نعيش معا في جامعة "ستانفورد .ذلك مكان الصغير في الجامعة |