Küçük, hoş bir dükkan makul görünüyor. | Open Subtitles | لأن... لماذا، هو دكان صغير لطيف أعالج كتبه له |
Greenwich Village'daki dairemin yanında küçük hoş bir yer. | Open Subtitles | مكان صغير لطيف بقرب شقتي في قرية "جرينويتش" |
Tamam. Bir ara, iğnelemeyi deşifre etmekle ilgili küçük hoş bir dersimiz olacak. | Open Subtitles | حسنا, لاحقاً سنقوم بدرس صغير لطيف |
küçük hoş bir çevrimiçi oyundaki açığı farkedip hızla kazandı. | Open Subtitles | وللأسف وقع في مشكلة بسيطة أثناء اللعب على النت |
küçük hoş bir çevrimiçi oyundaki açığı farkedip hızla kazandı. | Open Subtitles | وللأسف وقع في مشكلة بسيطة أثناء اللعب على النت |