Dört küçük kızılderili denize açıldı, ringa balığı birini yuttu ve kaldı üçü. | Open Subtitles | أربعة هنود صغار ذهبوا إلى البحر فابتلعت الرنجة الحمراء أحدهم فتبقى منهم ثلاثة |
On küçük kızılderili oğlan yemeğe çıktı biri kendini boğdu ve geriye kaldı dokuz. | Open Subtitles | عشرة هنود صغار خرجوا لتناول العشاء أحدهم اختنق ثم بقى منهم تسعة |
Dokuz küçük kızılderili oğlan geç vakte kadar oturdu, biri aşırı uykuya daldı ve geriye sekiz kaldı. | Open Subtitles | تسعة هنود صغار تأخروا ليلاً أحدهم سقط نائماً و تبقى منهم ثمانية |
Bir küçük kızılderili oğlan kaldı bir başına, gitti ve kendini astı ve kaldı geriye hiç. | Open Subtitles | لقد تبقى هندى صغير بمفرده فذهب و شنق نفسه فلم يتبق أحد منهم |
Öyle görünüyor ki, yemeği on küçük kızılderili ile yiyoruz, fakat ev sahibimiz olmadan. | Open Subtitles | يبدو اننا سنتناول العشاء مع العشرة هنود الصغار لكن بدون مضيفنا |
Yedi küçük kızılderili oğlan odun kesiyordu, biri kendini ikiye yardı ve böylece kaldı altı. | Open Subtitles | سبعة هنود صغار يقطعون بعض العصى حتى قطع أحدهم نفسه إلى نصفين فتبقى منهم ستة |
Altı küçük kızılderili oğlan kovanla oynuyordu, eşekarısı birini soktu ve kaldı beşi. | Open Subtitles | ستة هنود صغار يلعبون بخلية النحل فلدغت النحلة أحدهم فتبقى منهم خمسة |
Beş küçük kızılderili oğlan mahkemeye gitti, biri hapse girdi geriye kaldı dördü. | Open Subtitles | خمسة هنود صغار يسيرون حسب القانون دخل أحدهم السفارة فتبقى منهم أربعة |
Üç küçük kızılderili oğlan hayvanat bahçesinde dolaşıyordu, büyük bir ayı birini kucakladı ve kaldı geriye ikisi. | Open Subtitles | ثلاثة هنود صغار يتجولون فى حديقة الحيوان فقام دب كبير بضم أحدهم فتبقى منهم إثنان |
Yedi küçük kızılderili oğlan odun kesiyordu, biri kendini ikiye biçti ve geriye kaldı altı. | Open Subtitles | سبعة هنود صغار كانوا يقطعون العصى ، فقطع أحدهم نفسه فتبقى ستة |
Altı küçük kızılderili oğlan kovanla oynuyordu, birini eşek arısı soktu ve kaldı geriye beş. | Open Subtitles | ستة هنود صغار يلعبون بخلية للنحل قامت نحلة بلدغ أحدهم فتبقى منهم خمسة |
Ve sonra rafta oturan üç küçük kızılderili kaldı. | Open Subtitles | ثم كان هنالك ثلاث هنود صغار يجلسون على رفّ |
On küçük kızılderili. Bir ninni tekerlemesi. | Open Subtitles | عشرة هنود صغار إنها مثل أغنية الروضة |
Sekiz küçük kızılderili oğlan Devon'da geziyordu, biri orada kalacağını söyledi ve geriye kaldı yedi. | Open Subtitles | ثمانية هنود صغار يسافرون إلى " ديفون" أحدهم قال أنه سيبقى هناك فتبقى منهم سبعة |
- Yedi küçük kızılderili kaldı. | Open Subtitles | -لقد تبقى سبعة هنود صغار -ستة ، يوجد واحد وهمى |
"Yedi küçük kızılderili odun kesiyordu | Open Subtitles | سبعة هنود صغار # # كانوا يقتطعون بالفأس حطبا |
"Altı küçük kızılderili arı kovanıyla oynuyordu | Open Subtitles | ستة هنود صغار # # كانوا يلعبون فى خلية نحل |
Dört küçük kızılderili bulandı denizde midesi | Open Subtitles | أربعة هنود صغار # # شعروا بالمرض فى البحر |
Her küçük kızılderili'ye, teker teker. | Open Subtitles | كل هندى صغير على حدة |
Bir küçük kızılderili oğlan yalnız başına kaldı, Ne yazık! | Open Subtitles | صبى هندى صغير بمفرده |
Eski bir ninni, "On küçük kızılderili". | Open Subtitles | أغنية الأطفال القديمه " العشرة هنود الصغار " |