Bu okullardaki kütüphanelere kütüphane demeye bin şahit lazım. Canı sıkılacak kimse bile buralara uğramıyor. | TED | المكتبات المدرسية بتلك المدارس متهالكة جدًا، إن كان هناك مكتبات من الأساس وإنها لم تُسئِم أحدًا. |
Küçük okullar üzerinde çalıştık, burs verdik, kütüphanelere bir şeyler yaptık. | TED | لقد عملنا على المدارس الصغيرة. فمولنا المنح الدراسية وقمنا بالعمل لصالح المكتبات |
Benim erkek kardeşim hep kütüphanelere gider, ondan öğrendim. | Open Subtitles | أخي الأبله دائماً يزور المكتبات أما أنا أبقى خارجها |
Bu para kütüphanelere ismini verdiren Afrika'da koruma altına aldığın bebekler için Beyaz Saray'da... | Open Subtitles | اعني، المكتبات ستطلق مسمى على هذا المال انقذ الاطفال في افريقيا، واحصل على عشاء |
Ve bunun büyük bölümü okullara, kütüphanelere parklara, sokaklara ve ulaşıma harcanacak. | Open Subtitles | نسبة حسمية تذهب للمدارس والمكتبات منتزهات شوارع محطات نقل |
kütüphanelere, müzelere, bilim merkezlerine gitmemize izin verirdi... | Open Subtitles | كان يدعنا ندخل في المكتبات . والمتاحف و مراكز العلوم |
kütüphanelere, hastanelere ve mağazalara. | Open Subtitles | كانت هُناك أنابيب تخص المكتبات ، المُستشفيات ، المتاجر |
Eleştirilsin. kütüphanelere girsin. | Open Subtitles | دع الناس تكتب عنها وتجدها في المكتبات |
Amerika'daki büyük kütüphanelere benzemiyor değil mi? | Open Subtitles | أليست مثل المكتبات العامة الكبيرة؟ |
Kütüphanelerdeki veritabanını indirin ve PACER Geri Dönüşüm Projesi'ne yükleyin." İnsanlar kütüphanelere gidip dökümanları belleklere yüklediler ve bana yolladılar. | Open Subtitles | ليتنزّلوا المستندات من المكتبات العامة، و يرفعوها إلى موقع إعادة تدوير بيسر يأخذ الناس نبيطة ذاكرة الى إحدى تلك المكتبات و ينزّلون مجموعة من المستندات ويرسلونها إليّ. |