| Ama sıkı, küçük bir kıçı var. | Open Subtitles | لا استطيع ان اتذكر لكنه لديه مؤخرة صغيرة |
| Neden büyük kırmızı bir kıçı var? | Open Subtitles | لماذا لديه مؤخرة كبيرة حمراء؟ |
| Tarz sahibi, kendi dalında en iyisi ve mandalina gibi kıçı var. | Open Subtitles | لديه مؤخرة مغرية |
| Harika bir kıçı var. Kadından cazibe yayılıyor. | Open Subtitles | الفتاة لديها مؤخرة جميلة، وتظهر جاذبية جنسية |
| Öyle güzel kıçı var ki; her denize rahatça oturur. | Open Subtitles | لديها مؤخرة ستُمكنها من الجلوس بأي بحرّ. |
| Ama eğer kendini daha iyi hissetmeni sağlayacaksa hiç vazgeçmeyen bir kıçı var. | Open Subtitles | ولكن ان كان هذا سيشعرك بالأفضل لديها مؤخرة لا تتوقف |
| Evet, çok hassas bir kıçı var. | Open Subtitles | نعم، لديه مؤخرة حساسة جداً. |
| Ya da, senin ve kızının aksine, bir kıçı var! | Open Subtitles | وعلى عكسك أنت وابنتك لديها مؤخرة |
| Asıl mesele önceki halinden daha büyük bir kıçı var artık. | Open Subtitles | النقطة انه اصبح لديها مؤخرة سمينة |
| Koca karının hâlâ oldukça sıkı bir kıçı var. | Open Subtitles | تلك العجوز لا زال لديها مؤخرة مشدودة |
| Vay, bu bayanın devasa bi kıçı var! | Open Subtitles | تلك السيدة لديها مؤخرة كبيرة |
| Brittany'nin kocaman bir kıçı var. | Open Subtitles | برتني لديها مؤخرة رئيسية |
| Onda zenci bir kızın kıçı var. | Open Subtitles | لديها مؤخرة فتاة سوداء |
| Onun kocaman bir kıçı var. | Open Subtitles | لديها مؤخرة كبيرة |