Temsilci Kwon Young Chan garson kılığındaki Yun Hwa tarafından suikasta uğradı. | Open Subtitles | لكن تم اغتيال النائب كوان يونج تشان من قبل يون هوا متنكرة كنادلة |
Demokrasi kılığındaki faşist bir polis devletinde yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش بدولة فاشيه متنكرة كدولة ديموقراطية |
Mısırlılar güneş tanrısı Ra'ya karşı, ya da onun kılığındaki birine karşı ayaklanmışlar. | Open Subtitles | المصريون تمردوا على إله الشمس (رع)، أو منتحل شخصيته |
Yatırımcı kılığındaki Çinli bir ajan iki hafta önce Jack Turner'la olan toplantısına dinleme cihazıyla gitmiş. | Open Subtitles | عميل صيني منتحل شخصية مستثمر كان حاملا لجهاز تنصت في مع (جاك تيرنر) منذ أسبوعين |
- Kuzu kılığındaki kurtlardan sakın. | Open Subtitles | -إنتبه من الذئاب التي في شكل خراف . -ماذا يعني؟ |
- Kuzu kılığındaki kurtlardan sakın. | Open Subtitles | -إنتبه من الذئاب التي في شكل خراف . -ماذا يعني؟ |
Ama doğum günü çocuğunun farkında olmadığı ayı kılığındaki kişinin Afganistan'daki ikinci seferinden evine dönüş yapan babası olduğu. | Open Subtitles | لكن صبي عيد الميلاد لا يدرك أن الدب المتنكر هو في الحقيقة والده عائد للوطن من الجولة الثانية بأفغانستان |
Ama John Locke kılığındaki o şey bu adadan giderse kavuşmanız kısa ömürlü olur. | Open Subtitles | لكنه سيكون قصير الأجل... إن تمكّن ذلك ... الشيء، المتنكر على هيئة (جون لوك) من مغادرة هذه الجزيرة |