şimdi bu fon ihtiyaç sahiplerine hizmet edecek organizasyonlar için finansmanı mümkün kılacak. | TED | سيجعل التبرع متاحًا الآن للمنظمات التي يمكن أن تخدم حاجة الأكثر ضعفاً. |
İbranileri özgür kılacak o sözde kurtarıcı kim? | Open Subtitles | أين يكون هذا الرسول المزعوم الذى سيجعل من العبريين أحراراً ؟ |
Birçok değişiklik geçireceksin türümüzün devam etmesini mümkün kılacak değişiklikler. | Open Subtitles | و ستصيبكِ تغيراتٌ عديدة. تغيّراتٌ ستجعل جنسنا يسود. |
Sizleri güçlü kılacak ki böylece bu ülkeyi hükümetten ve onlar için çalışan şuradaki hamamböceği gibi hainlerden geri alabilesiniz! | Open Subtitles | سيجعلكم أقوياء كي يمكنكم أستردّاد البلاد من الحكومة والخونة الذين يعملون لهم مثل هذا الصرصور، هنا |
Her kimse elinde diğer anahtarı etkisiz kılacak bir ateşleyici olmalı! | Open Subtitles | كائنا من كان... فهو يملك مفتاح لتجاوز.. الزناد الاساسي.. |
Bu sandık hiçbir engele takılmadan ölmelerini kesin kılacak. | Open Subtitles | سيضمن هذا الصندوق موتكما دون أنْ "تحشر زعنفتها" |
Radyasyondan daha çok korunacağız, daha çok atmosfer bizi ısıtacak, gezegeni ısıtacak. Böylece akarsuya sahip olacağız, bu da ekip biçmeyi mümkün kılacak. | TED | نحصل على حماية أحسن ضد الاشعاع، ضغط جوي أكثر سيجعلنا أدفأ، ويجعل الكوكب أدفأ، فيسيل لدينا الماء و هذا يجعل زراعة المحاصيل ممكنا. |
Seninle çalışmamıza devam etmemizi mümkün kılacak. | Open Subtitles | سوف تجعل هذا ممكناً لك و لي من اجل اكمال العمل |
İbranileri özgür kılacak o sözde kurtarıcı kim? | Open Subtitles | أين يكون هذا الرسول المزعوم الذى سيجعل من اليهود أحراراً ؟ |
O değişiklikleri de bu kutu mümkün kılacak. | Open Subtitles | وذلك الصندوق، هو ما سيجعل تلك التغييرات ممكنة |
Alacağın tüm ilaçların yanında hayatını hem daha zor hem de daha tehlikeli kılacak. | Open Subtitles | سيجعل حياتك أصعب و اكثر خطورة فوق كل الأدوية التي ستتناولها |
Bu düğünü mükemmel kılacak tek bir şey kaldı. | Open Subtitles | هناك شيءٌ واحد سيجعل هذا الزفاف أفضل شيء إطلاقاً |
Doğru, tutuklayın beni. Sanatımı daha da değerli kılacak. | Open Subtitles | ذلك صحيح، إعتقلني، ذلك سيجعل من فني أثمن بكثير فحسب. |
Bana anlattığına göre onun içinde şu anki ve buradaki yaşantımızı çok daha iyi kılacak şeyler varmış. | Open Subtitles | أخبرني أن فيها أشياء ستجعل حياتنا الدنيا أفضل بكثير |
O makalenin ilk satırı ise: "Feminizm erkeklerin ilk defa özgür olmalarını mümkün kılacak." | TED | وكانت هذه أول جملة بالمجلة: "المساواة بين الجنسين ستجعل تحرير الرجال ممكناً لأول مرة" |
O kameralar polisi çok dikkatli kılacak. | Open Subtitles | تلك آلات التصوير ستجعل الشرطة حذره جدا |
Gerçeği bilmek zorundasınız. ve gerçek, sizleri özgür kılacak." | Open Subtitles | ومن ثم سيتعيّن عليكم إلتزام الصدقِ، فالصدق سيجعلكم أحرارًا. |
Bu sizi özgür kılacak. | Open Subtitles | هذا سيجعلكم أحرّار |
Eminim size bunu hükümsüz kılacak bir şeyler söyleyecektir. | Open Subtitles | أنا واثق من أنه سيجد حلًّا لتجاوز هذا |
Bu sandık hiçbir engele takılmadan ölmelerini kesin kılacak. | Open Subtitles | سيضمن هذا الصندوق موتكما دون أنْ "تحشر زعنفتها" |
Onun cesur davranışları bizi daha güçlü kılacak. | Open Subtitles | تصرف الشجاعة الذي قام به سيجعلنا أقوياء. |
Ama ben yine de seni aradım çünkü her şeyi mantıklı kılacak kayıp parça sen olabilirdin. | Open Subtitles | لكني ذهبت للبحث عنك على اي حال لاني اعتقدت انك سوف تكون تلك... القطعة المفقودة اللتي سوف تجعل لكل شيء معنى. |
Üçün gücü sizi özgür kılacak. Sevgilerle anneniz." | Open Subtitles | قوة الثلاثة ستجعلكم أحرار, مع حبي, والدتكم |
Alkol Karşıtlığı'nın kadınları koruması amaçlanıyordu Margaret ama oy hakkı bizi özgür kılacak. | Open Subtitles | تأسست رابطة الاعتدال بهدف حماية المرأة لكن صناديق الاقتراع ستحررنا |