Eminim bu gösterişli sathın altında hayal kırıklığı yaratan basit bir hile vardır. | Open Subtitles | انا متأكد انت تحت هذه الصفارات و المعدات ما هي إلا خدعة بسيطة مخيبة للآمال |
Boris Spassky ve Bobby Fischer arasındaki maç, kesinlikle hayal kırıklığı yaratan bir yola girdi. | Open Subtitles | المباراة بين بوريس سباسكي وبوبي فيشر أخذت منحنى مخيب للآمال بكل تأكيد |
Ve bu benim cinsiyetim için inanılmaz hayal kırıklığı yaratan bir şey. | Open Subtitles | ومخيب للآمال إلى أبعد حد بالنسبة لجنسي ككل |
Ne kadar çok seçenek varsa, seçiminizle ilgili hayal kırıklığı yaratan şeyden pişmanlığınız o kadar fazla olur. | TED | كلما أتيحت اختيارات أكثر، كلما يصبح الندم أسهل على أي شيء مخيب للظن في الخيار الذي أخترته. |
Hayal kırıklığı yaratan satışlar büyük bir probleme yol açtı. | Open Subtitles | المبيعات المخيبة للأمال قادت الى مشكلة أكبر |
Düş kırıklığı yaratan cevap şu ki bunu kesin olarak bilmiyoruz. | TED | الإجابة المخيبة للأمل هي أننا لا نعلم. |
Hayal kırıklığı yaratan komedi Kaşar Ahbap'tan sonra hiç düşünmeden dram türüne giriş yaptı. | Open Subtitles | الفيلم الكوميدي المخيب للآمال " تشيتلين و صديقه " تم تلته مغامرة درامية طائشة. |
Benimkini bu hayal kırıklığı yaratan küçük havuca takacağım. | Open Subtitles | وانا ذاهب لوضع الألغام على هذا إيه... الجزر الصغيرة مخيب للآمال. |
Ama, hiç kimse mükemmel değildir - (Gülüşmeler) ve kısa bir süre sonra Caitlin hakkında iki hayal kırıklığı yaratan şey öğrendim | TED | ولكن لا أحد مثالي، (ضحك) وسرعان ما اكتشفت أمرين مخيّبين للآمال بخصوص كيتلين. |
Hayal kırıklığı yaratan bir kalabalık, değil mi? | Open Subtitles | تطور مخيب للآمال، هه؟ |
Sürekli hayal kırıklığı yaratan bir canavar. | Open Subtitles | دائما مثل وحش مخيب للإمال |
Hayal kırıklığı yaratan satışlar büyük bir probleme yol açtı. | Open Subtitles | أدَّت المبيعات المخيبة لمشكلة أكبر |