Profesyonel ve şahsi hayal kırıklığını aşma üzerine olan o şarkı neydi? | Open Subtitles | ماهي تلك الأغنية التي تحكي عن التغلب عن الإحباط الشخصي |
Her gün, yüzündeki bu hayal kırıklığını görüyorum. | Open Subtitles | وكل يوم ، أرى علامات الإحباط ترتسم على وجهك |
Düş kırıklığını yaratıcı bir şeyle kanalize etmeye çalış. Örneğin bir numuneyle. | Open Subtitles | حاولي أن توجهي إحباطك إلى شيء بناء ، مثل التطريز |
Hayal kırıklığını anlıyorum. Sadece kendimi fazla hırpalamamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أنا أفهم شعورك بالإحباط ، كنت أحاول ألا أقسو على نفسي |
Beni teselli etmeye ve de hayal kırıklığını ifade etmeye geldi. | Open Subtitles | لقد جاء لتطمئني ولكن كل ما يفعله هو إظهار خيبة أمله. |
Bir "kahrolası" kelimesinden, hayal kırıklığını, öfkeni hissedebiliyorum. | Open Subtitles | من تلك الكلمة أستطيع أن أشعر بإحباطك أستطيع أن أشعر بغضبك |
İnsan bir yerden sonra hayal kırıklığını kaldıramıyor. | Open Subtitles | الرجل يستطيع أن يأخذ الكثير من الإحباط |
Aynı hayal kırıklığını yaşıyoruz. | Open Subtitles | أجل، نحن نتشارك نفس النوع من الإحباط |
dedim. Doğruyu söylemek gerekirse, hepimiz gözyaşlarına boğulduk, çünkü istediğimi verememiş olmaktan ve onlara güvenmemi istemek zorunda kalmaktan dolayı duydukları düş kırıklığını hala bana anlatamamışlardı. | TED | في الواقع, كلنا انفجرنا من البكاء, لكي أكون صريحاً معكم, لأنه لم يكن بمقدورهم بعد, أن يخبروني مدى الإحباط الذي كان عليهم التعامل معه بداخلهم, لعدم قدرتهم على أن يروني ما أردت رؤيته, و أن يطلبوا مني أن أثق بهم أنها ستأتي. |
Hayal kırıklığını buradan bile duyabiliyorum. Yapma. | Open Subtitles | يمكنني ان أسمع الإحباط من هنا |
Reyes'in yüzündeki hayal kırıklığını görebilirsiniz. | Open Subtitles | "و يمكنكم أن تروا الإحباط على وجه "رييس |
Bilim insanı olarak, cevapları bilmemenin yarattığı düş kırıklığını paylaşıyorum. | Open Subtitles | كعالم، أشاركك إحباطك لعدم معرفة هذه الأجوبة. |
Hayal kırıklığını anlayabiliyorum, gerçekten. | Open Subtitles | أتفهم إحباطك , أنا فعلاً أتفهم |
Kesinlikle olmaz. Hayal kırıklığını anlıyorum. | Open Subtitles | أيها المُحقق أتفهم شعورك بالإحباط |
Hayal kırıklığını anlıyorum. | Open Subtitles | إنّني أتفهم سبب شعورك بالإحباط. |
Yoksa hayatında yaşadığın kendi hayal kırıklığını mı telafi etmeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | أو تحاول التغطية على خيبة أملك عن المنعطف الذي اخذته حياتك؟ |
Beş yıl sonra uyanıp sıradan biri olduğunu farkettiğimde yaşadığım hayal kırıklığını bir hayal etsene. | Open Subtitles | تخيلي خيبة أملي عندما أستيقظ بعد 5 سنوات و أكتشف أنكِ لستِ أكثر من انسانة عادية |
Bir "kahrolası" kelimesinden, hayal kırıklığını, öfkeni hissedebiliyorum. | Open Subtitles | من تلك الكلمة أستطيع أن أشعر بإحباطك أستطيع أن أشعر بغضبك |
Ama üzüntüsünü hissedebiliyordum. Hayal kırıklığını. | Open Subtitles | لكن يمكنني الشعور بحزنه وخيبة أمله |
Ama o güzel gözlerindeki hayal kırıklığını görmeye daha fazla dayanamıyordum. | Open Subtitles | لم أستطع فقط تحمل رؤية الخيبة في عيونك الجميلة |
Yıllar geçtikçe Doug hayal kırıklığını saklamada ustalaşmıştı ama demek değildi ki bu kalbini kırmıyor. | Open Subtitles | (دوغ) تعلم كيف يخفي احباطه على مر السنين لكن هذا لا يعني أن ذلك لم يكن يؤذيه |
Yoksa hayatınızdaki en büyük hayal kırıklığını mı yaşayacaksınız? | Open Subtitles | أم أنك ستكون أكثر بخيبة أمل لديك أي وقت مضى؟ |