Evet, ama ayrıca eleştirel açıdan da hayal kırıklığıydı. | Open Subtitles | أجل، لكنها على مستوى النقاد كانت مُخيبة للآمال. |
Giyotin, 21. yüzyıldaki bizlere vahşi bir mekanizma gibi gelebilir, ama aslında onu gören ilk kalabalıklar için bir hayal kırıklığıydı. | TED | بالنسبة لنا في القرن 21، قد تبدو المقصلة كشيء قبيح وفظيعٍ، ولكن بالنسبة لأول الذين رأوها، فقد كانت في الواقع مخيبةً للآمال. |
Senin için o bir hayal kırıklığıydı. | Open Subtitles | أنت تراه مخيب للآمال تخط هذه المرحلة |
Hayal kırıklığıydı, değil mi? | Open Subtitles | لقد كان مخيبا للآمال ، أليس كذلك ؟ |
Dürüst olmam gerekirse biraz hayal kırıklığıydı. | Open Subtitles | لاكون صادق، كان مخيبا للآمال قليلا |
Şimdiye kadar çocukluğum hayal kırıklığıydı. | Open Subtitles | حتى الآن، طفولتي كانت مخيبة للآمال |
-bu akşam bir hayal kırıklığıydı. | Open Subtitles | -أقرّ بأن الأمسية حتى الآن مخيبة للآمال |
Bir hayâl kırıklığıydı. | Open Subtitles | كان مخيباً للآمال |
Bende "Ernest Kampa Gidiyor", "Ernest Hapse Giriyor" ve "Ciddi Olmanın Önemi" var, ki o sonuncusu büyük hayal kırıklığıydı. | Open Subtitles | وأحضرت أفلام "(إرنست) يذهب إلى المخيم" "إرنست) يدخل السجن"، و)... " ")المهم أن تكون (إرنست،) الذي كان فيلماً مخيباً للآمال. |
Bende "Ernest Kampa Gidiyor", "Ernest Hapse Giriyor" ve "Ciddi Olmanın Önemi" var, ki o sonuncusu büyük hayal kırıklığıydı. | Open Subtitles | وأحضرت أفلام "(إرنست) يذهب إلى المخيم" "إرنست) يدخل السجن"، و)... " ")المهم أن تكون (إرنست،) الذي كان فيلماً مخيباً للآمال. |
Evet. O tam bir hayal kırıklığıydı. | Open Subtitles | -أجل، هذا كان مخيبًا للآمال . |