| Ayrıca diğer şoförün de bacağı kırıldığı için vüud hasarından üç yıl. | Open Subtitles | بالإضافة لثلاث سنوات للأذي الغير متعمّد بسبب أن السائق الآخر، كُسرت قدمه |
| Tılsım kırıldığı zaman bir şeyler olmuş olmalı. Cevaplar bulmak için bir sürü tomar okudum ama hiçbir şey bulamadım. | Open Subtitles | شيءٌ ما حدث لها حينما كُسرت التعويذة، كنت أبحث باللـّفيفة التى تركها العرّاف. |
| Bu senin suçun değil. Tıpkı leş bir barda boynumun kırıldığı o ilk gün benim suçum olmadığı gibi. | Open Subtitles | هذا ليس خطأك، مثلما لم يكُن خطأي أن تنكسر رقبتي في حانة شعبية مزرية. |
| Tüm savunucuları onu terk ettiği zaman bocalar. Efendilik bağı kırıldığı zaman aynısı sana olacak. | Open Subtitles | إذ ينهار حالما تغادره دفاعاته، كما سيحدث لك حالما تنكسر صلة التحوُّل. |
| O hâlde kırıldığı anda ampul sıcaktı, öyle değil mi? | Open Subtitles | مما يعني أن المصباح كان ساخناً قبل أن ينكسر |
| Sonuçta bir tabak kırıldığı vakit onu yapıştırmaya çalışmazsın. | Open Subtitles | كما تعلم، عندما ينكسر الطبق، لا يمكنك إصلاحه |
| - Bak, erken saatlerde kaynanam, duş başlığı kırıldığı için yakamdan hiç düşmedi. | Open Subtitles | انظر، اليوم حماتي أزعجتني لأن رأس دشُ الحمام انكسر |
| Levi'ın sol elinin kırıldığı noktanın üzerinde bazı kalıntılar varmış. | Open Subtitles | عُثِر على جزء منها على الغطاء مباشرة في البقعة التي كُسرت فيها يد(ليفاي)اليُسرى |
| Manyak döngünün kırıldığı yer. | Open Subtitles | هنا تنكسر الدائرة المجنونة |
| Kafamda, birinin merdivenlerde bir ceset sürüklediği ve merdiven direğinin kırıldığı görüntüler var. | Open Subtitles | -كانت تراودني تلك التصوّرات في رأسي عن شخصٌ ما يسحب جثّةً على السلالم. العمود ينكسر... |
| Sorun değil Marge. Hiçbir şeyin kırıldığı yok. | Open Subtitles | لا بأس (مارج) ، لم ينكسر شيء |
| Kalbin kırıldığı için geçmiş olsun dileklerimi sunmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعزيك. لأن قلبك انكسر. |