Tek bildiğim şey sonra adamın kendine gelmesiydi ve sürahimi kırdığı için özür dilemesiydi. | Open Subtitles | لم أدري بعد ذلك إلا وهو يعود لطبيعته العادية ويعتذر لكسره الأبريق |
Kolunu kırdığı için, Butler'in o dev çobanla hesaplaşacağından emin olabilirsin. | Open Subtitles | حسناً، يُمكنك أن تراهن أن ( باتلر ) سوف يُنجز أشياء مع ذلك الرجل الكبير لكسره ذراعه وكلّ شيء |
Sonra bu adam, yarı çıplak bir şekilde, pantalonu hala ayak bileklerindeyken, elini kolunu sallayarak, gayet sakin bir şekilde kadının saldalyesini kırdığı için kocasına bağırmaya başladı. | Open Subtitles | ثم بدأت المرأة، وهي نصف عارية في الصراخ بوجه الزوج لتحطيمه كرسيها في حين ذلك المتسلل |
Ama her iki türlü de umurumda değil çünkü Charlie Çılgınlık kasetimi kırdığı için intikamımı alacağım. | Open Subtitles | لكننى لاأهتم بأيّ من هذا أريد فقط أن أنتقم من(تشارلي)لتحطيمه أحد شرائطى |